Yahuda Giriş


YAHUDA’NIN

MEKTUBU

Yazar

William MacDonald


Bu kitap, Tanrı Sözü’nün zenginliğini açık ve kolay anlaşılır hale getirmek için hazırlanan bir Kutsal Kitap yorumudur. Samimi, saygılı, adanmış ve ilmi bir şekilde yazılmıştır. Kişisel tapınma zamanlarınızda ve grupça yapılan Kutsal Kitap çalışmalarınızda kullanmak için uygun bir seçenektir.


This is a Bible commentary that makes the riches of God’s Word clear and easy for you to understand. It is written in a warm, reverent, and devout and scholarly style. It is a good choice for your personal devotions and group Bible study.

© 1995 by William MacDonald, Believer’s Bible Commentary
Christian Missions in Many Lands, Inc.
PO Box 13, Spring Lake, NJ 07762
USA
— All Rights Reserved —


Giriş

“Birkaç satırlık, ancak göksel lütfun yüce sözcükleriyle dolu bir mektup.” — Origen

I. KUTSAL YAZILAR’DAKİ YERİ

Luka’nın Hıristiyanlık tarihini Elçilerin İşleri’ni yazarak açıklamaya başlaması gibi, Yahuda da “İnançsızların İşleri” de denebilecek Yeni Antlaşma’nın bu bölümünü kaleme alması için seçilmiştir. Yahuda, okuyucularının da paylaştığı Hıristiyan inancı üzerine yazmayı da tercih edebilirdi. Ancak hızla yayılan yanlış öğretiler nedeniyle, “bir zamanlar tüm kutsallara duyurulmuş olan bu inancı içtenlikle savunabilmek için” kendini yazmak zorunda hissetmişti.

Yahuda sözcükleri çarpıtmaz! Adı çıkmış inançsızların maskelerini düşürmek için hiç tereddüt etmez, imanlıları teşvik etmek için doğadan, Eski Antlaşma’dan ve Yahudi geleneğinden (Hanok) örnekler verir.

Sert diline karşın bu mektup üçlü örneklemelerle süslenmiş bir baş yapıttır (11.ayetteki üç kötü kişi gibi). İnançsızlara ilişkin tanımlar canlı ve akılda kalıcıdır.

İnanlılar topluluğu, mektubunu güzel bir kutsamayla bitiren Yahuda’ya sonsuza dek minnettâr kalacaktır. Mektubu kısa da olsa, inançsızlığın her geçen gün çoğaldığı günümüzde son derece gereklidir.

II. KİTABIN YAZARI

Dışsal Kanıt

Kısa olmasına karşın, kanon dışı kaynakları kullanması ve bir elçi tarafından yazılmış olmaması nedeniyle (17.ayet) Yahuda, 2.Petrus’a göre dış kanıtla daha iyi ispatlanır.

Hermas, Polycarp ve muhtemelen Athenagoras bu mektuptan alıntılar yapmışlardır. Tertullian özellikle Yahuda’nın Hanok’tan alıntılar yapmasına göndermede bulunur. Eusebius Yahuda’yı tartışmalı kitaplar arasında sayar (antilegomena). Muratorian Kanonu da Yahuda kitabını sağlam kabul eder.

İçsel Kanıt

Yahuda (İbranice’de Yehudah) çok yaygın bir Yahudi adıydı. Yeni Antlaşma’daki yedi Yahuda’dan üçü, bu mektubu yazan “Yakup’un kardeşi… Yahuda” olarak geçer:

  1. Oniki elçiden biri olan Yahuda (intihar eden İskariot değil). 17.ayet, yazarı elçilerden ayrı tuttuğundan ve elçi olduğunu söyleyerek konumunu güçlendirebileceğinden, kitabın yazarının onun olması olası gözükmemektedir.
  2. Antakya’ya Pavlus, Barnaba ve Silas ile gönderilen önder Yahuda (Elç. 15:22). Bir olasılık olsa da, mektup ile bu kişi arasındaki bağlantıyı gösteren bir kanıt yoktur.
  3. Rabbimiz’in genç üvey kardeşi ve Yakup’un kardeşi olan Yahuda (Yakup’un giriş bölümüne bakınız). Rab İsa ve Yakup gibi doğadan benzetmeler kullanması, kesin ve renkli bir üslubunun olması nedeniyle en güçlü olasılık budur. Biz de bu görüşteyiz.

Kardeşi Yakup gibi Yahuda da Kurtarıcı ile doğal ilişkisini sömürmeyecek kadar dürüsttü. Sonuçta önemli olan, Rab İsa ile ruhsal ilişkidir. Mesih şöyle demişti: “Göklerdeki Babam’ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kız kardeşim ve annem odur” (Mat.12:50). Bir başka yerde de Tanrı’nın sözünü işitip uygulamanın, Kendisiyle akraba olmaktan daha önemli olduğunu söylemişti (Luk.11:27-28). Yakup gibi, Yahuda da “bir köle” konumunu almış oluyordu. Her iki kardeş de, üvey kardeşleri dirilene kadar O’nun tanrısallığına inanmadıklarından bu uygun bir davranıştı. Yahuda evliydi ve vaaz gezilerine eşini de götürüyordu (1Ko. 9:5). Yahuda’nın torunları Hıristiyan olmakla suçlanarak İ.S. 90’lı yıllarda İmparator Domitian’ın önüne çıkarılmışlardı. Çiftçilikten nasır tutan ellerini gören imparator onları zararsız Yahudiler olarak görüp salıvermişti.

III.TARİH

Petrus’un mu Yahuda’dan yararlandığı, yoksa Yahuda’nın mı 2.Petrus’u uyarladığı konusu (ya da ikisinin de kaynağı aynı) tartışılmalıdır. İkisi arasındaki benzerlikler rastlantıyla açıklanamayacak kadar çoktur. Petrus’un ikinci mektubunda (2:1-3:3) yanlış öğreti yayanlar ve alaycı kişiler “türeyecek” demesine ve Yahuda’nın da o kişiler “aranıza sızdılar” (4.ayet) demesine bakılırsa, Yahuda’nın daha sonra yazmış olma olasılığı yüksektir. Mektup, İ.S. 67-80 yılları arasında yazılmış olabilir. Yahuda’nın Yeruşalim’in yıkılışından (İ.S. 70) söz etmemesi İ.S. 67-70 yılları arasında yazılmış olma olasılığını güçlendirir. Ancak bundan söz edilmemesinin nedeni, o olayın üzerinden belli bir süre geçmiş olması da olabilir (Yahuda eğer o kadar yaşadıysa, İ.S. 80 hatta 85 yılında da yazılmış olabilir). Diğer bir olasılık da, duyarlı bir İbrani Hıristiyan için bu olayın örnek olarak verilemeyecek kadar sarsıcı olması olabilir.

IV. ÖN OLAYLAR VE KONULAR

Yahuda imansızlık konusunu ele almaktadır. Onun zamanında bile kilisede, Mesih’in çarmıhına düşman olduğu halde Tanrı’nın hizmetkârıymış gibi gözükmeye çalışan hainler vardı. Yahuda bu kişileri ortaya çıkarıp onlara kötü sonlarını açıklamak istiyordu.

İmansız ya da sapkın kişi, gerçek imanlı olduğunu söyleyip de aslında hiçbir zaman ruhsal olarak yeniden doğmamış olan kişidir. Vaftiz olup yerel bir kilisenin tüm çalışmalarına katılabilir. Ancak bir süre sonra Hıristiyan inancını terk edip Kurtarıcı’yı kötülemeye, reddetmeye başlar. Mesih’in tanrılığını, Golgota’daki kurtarma eylemini, dirilişini ve diğer temel öğretişleri reddeder.

O kişi için söz konusu olan, imandan soğuma değildir. Çünkü zaten hiçbir zaman iman etmemiştir. Tanrı’nın tek kurtuluş yolunu kasıtlı olarak reddederken vicdan azabı duymaz. İnançsızlığı artar ve Tanrı’nın Mesihi’ne inatla karşı çıkar.

Yoldan sapmışlık yalnızca Kurtarıcı’yı reddetme olayı değildir. Petrus bunu yapmıştı. O, kriz döneminin baskısıyla düşüncesini değiştirmiş gerçek bir imanlıydı. Rab’bi gerçekten de seviyordu ve daha sonra af dileyerek imanının gerçek olduğunu gösterdi.

Yahuda İskariot da yoldan sapmıştı. İsa’nın öğrencisi olduğunu söyleyerek Rab’le birlikte üç yıl kadar yolculuk etmişti. Grubun muhasebeciliğini bile yapmıştı, ancak sonunda otuz parça gümüş karşılığında Rab’bi ele vererek gerçek kimliğini ortaya koymuştu.

Yoldan sapma, imanlıların dua sorumluluklarının dışında olan ölümcül bir günahtır (1Yu.5:16). Bunu yapan, Tanrı’nın Oğlu’nu yeniden çarmıha gererek utandırdığı için (İbr.6:6), onun tövbe yoluyla yenilenmesi olanaksızdır. Gerçeğin bilgisine eriştikten sonra isteyerek günah işleyenler için, “Günahlar için kurban kalmaz, sadece yargının dehşetli beklenişi ve düşmanları yiyip bitirecek olan kızgın ateş kalır” (İbr.10:26-27). Yoldan sapmanın tohumları ilk kilisede bile ekilmişti. Pavlus, Efesli ihtiyarları uyararak kendi ayrılışından sonra sürüyü esirgemeyen yırtıcı kurtların aralarına gireceğini, hatta öğrencileri kendi peşlerinden sürüklemek için kendi aralarından sapkın sözler söyleyen kişilerin çıkacağını söylemişti (Elç.20:29-30). Yuhanna birinci mektubunda, Hıristiyan topluluğunda bulunmuş, ancak daha sonra topluluğu ve imanlarını terk eden Mesih karşıtı kişilerden söz etmişti (1Yu.2:18-19).

2.Selanikliler 2:2-4’de, Rab’bin günü gelmeden önce imandan dönüşün başlayacağını öğreniyoruz. Anladığımız kadarıyla sırasıyla şunlar olacaktır:

İlk önce Rab gökte belirip imanlılar topluluğunu Baba’nın evine götürecektir (Yu.14:1-3; 1Se.4:13-18).

Sonra geride kalan ismen Hıristiyan kişilerin topluca sapması söz konusu olacaktır.

Ardından yasa tanımaz adam dünya sahnesine çıkacaktır.

Sonra Rab’bin günü, yani yedi yıllık büyük sıkıntı dönemi başlayacaktır.

Ardından yasa tanımaz adam sapkınların başı haline gelerek Mesih’e karşı gelmekle kalmayıp kendisine Tanrı gibi tapılmasını da isteyecektir.

Petrus son günlerde yanlış öğreti yayanların özelliklerini ayrıntılı olarak verir (2Pe.2). Bu açıklamalar bir anlamda Yahuda’nın açıklamalarıyla paralellik gösterir. Benzerlik aşağıdaki ayetlerde görülebilir:

 

Yahuda 2.Petrus
4.ayet 2:1-3
7.ayet 2:6
8.ayet 2:10
9.ayet 2:11
10.ayet 2:12
16.ayet 2:18

Aslında bu iki bölüm arasındaki farklılıklar benzerliklerden daha önemlidir. Yahuda Nuh’tan, tufandan ya da Lut’tan söz etmez. Petrus ise Mısır’dan kurtulan İsrailliler’den, Mikail’den, Kain’den, Korah’tan ve Hanok’un peygamberliğinden söz etmez. Günah işleyen melekler hakkında da Yahuda kadar bilgi vermez. Petrus, kendilerini kanıyla satın alan İsa’yı reddederek yanlış öğreti yayan kişilerden söz ederken Yahuda, daha ayrıntılı olarak şöyle der: “…Tanrımız’ın lütfunu sefahate araç eden, tek Efendimiz ve Rabbimiz İsa Mesih’i yadsıyan…” (Yah.4).

Bu nedenle iki bölümün birbirinin aynısı olduğunu düşünmek yerine, Kutsal Ruh’un her durumda kendi amacına uygun ifadeler seçtiğini ve her iki bölümün aslında birbirleriyle benzeşmediğini anlamamız daha doğru olur. İncil’in ilk dört bölümünü inceleyen ve Efesliler’le Koloseliler’i karşılaştırmış olanlar, Tanrı’nın Ruhu’nun kendini gereksiz yere yinelemediğini fark ederler. Bunlar, benzerlik ve farklılıkların arkasındaki ruhsal anlamlardır.

 

ANA HATLAR
    Ayet
I. SELAMLAMA 1-2.
II. YOLDAN SAPMIŞLARIN ORTAYA ÇIKARILMASI 3-16.
III. SAPKINLIĞIN ORTASINDA İMANLININ ROLÜ 17-23.
IV. KUTSAMA 24-25.