Mezmurlar 106

106. Mezmur: Tarihten Alınacak Dersler

Cromwell şu soruyu sormuştur: “Tarih, Tanrı’nın kendisini açıklamasından başka nedir?” Mezmur yazarı bunu kolaylıkla kabullenecekti, çünkü halkının tarihinde Tanrı kendisini iyilik, sabır ve değişmeyen sevginin Tanrısı olarak açıklamıştı.

Mezmur yazarının adını bilemesek de, halkı köleyken bu satırları yazan tanrısayar bir Yahudi olduğunu biliyoruz (47. ayet). Mezmur öncelikle ulusal bir günah itirafıdır (6-46. ayetler), ama aynı zamanda övgü (1-3, 48. ayetler) ve dua (4, 5, 47. ayetler) unsurlarını da içerir.

Övgü (106:1-3)

106:1   Tanrı’ya yaklaşmaya tapınmayla başlar; Tanrı’nın kapılarından şükranla girer ve kutsal avlularında övgüyle ilerler. “Övgüler sunun Rab’be”, İbranice “haleluya” sözcüğünün çevirisidir ve ezginin başı ile sonunda geçer. Rab’be övgüler sunmalıyız, çünkü O hepimize iyi davranmıştır. Merhameti sonsuza kadar sürer; ayakta kalışımız bunun kanıtıdır. Eğer hak ettiğimizi alsaydık, sonsuza kadar kaybolacaktık.

106:2,3   Hiçbir insan, Tanrı’nın, halkı için yaptığı mucizevi müdahaleleri anlatma konusunda yeterli değildir. Sonsuzluk bile Rab’bi ve yaptıklarını yeterince övmek için uzun değildir.

Rab, Beni Anımsa! (106:4, 5)

Övgüyü kişisel ricalar izler. Yazar, İsrail’in yenilenmesini ve Kral Mesih’in görkemli egemenliğini özlerken, Tanrı’nın kurtardığı kutsallarına göstereceği iyiliği ve o bereketli günü paylaşabilmek için dua eder. İsrail’i aralıksız refah içinde görmeyi ve uzun üzüntü gecelerinin sonunda sevincini paylaşmayı özler. Tanrı’nın eski halkının yüceliğine katılmayı arzular. Duası çarmıhta ölmek üzere olan hırsızın duasından farklı değildir: “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” (Luk.23:42).

Kızıldeniz İsyanı (106:6-12)

Mezmur şimdi, Rab’bin duasındaki düzeni izlercesine itirafa yönelir. Her ikisi de tapınmayla başlar, ardından ricalara geçer: “Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.” Ardından bağışlanma diler: “Suçlarımızı bağışla.”

Bir insan yalnızca kendi günahlarını itiraf etmekle yetinmemeli, halkının günahlarını da itiraf etmelidir. Bu, gerçek ruhsal olgunluktur. Şu ifadeyi yürekten söylemek ne kadar da zordur:

Atalarımız gibi biz de günah işledik,

Suç işledik, kötülük ettik.

İsrailliler’in günahlarını düşündüğümüzde, onları hor görmemeliyiz. Bizler de en az onlar kadar kötüyüz! Onların düşüşlerinin bize kendimizinkileri hatırlatmasını dileyelim ve tövbeyle dizlerimizin üstüne çökelim.

  • Nankörlükleri – özgürlüklerini satın almak için Mısır’da yaptığı harikaları takdir etmediler.
  • Unutkanlıkları – Tanrı’nın sayısız merhameti zihinlerinden çok çabuk silindi.
  • İsyanlarıKızıldeniz’e geldiklerinde, Tanrı’nın kendilerini çölde ölsünler diye Mısır’dan çıkarttığını düşünerek şikayet ettiler ve Mısır’da kalmalarının daha iyi olacağını söylediler (Çık.14:11, 12).

Ama günahları Rab’bin sevgisini söndürmedi. İsyanlarını, kendisini onlara hizmet eden Kurtarıcıları olarak açıklamak için değerlendirdi. Adına sadık kalarak onları kurtardı. Sergilediği güç ne müthişti! Kızıldeniz’i azarladığında, sular Yahudiler’in kupkuru bir toprak üzerinde geçebilmeleri için yol açtı. Güvenlik içinde diğer tarafa geçtiklerinde, kendilerini izleyen düşmandan özgürdüler. Sular yerlerine geri döndü ve Mısır ordusu sular altında kalarak boğuldu. Yahudiler bu harika olayları gördükten sonra nasıl O’na inanmaz ve övgü ezgileri söylemezlerdi?

Çölde Yakınmalar (106:13-15)

Ancak günah işlemeye başlamaları uzun sürmedi.

  • Zayıf bellekleri – kendileri için yaptığı mucizeleri kısa süre içinde unuttular.
  • Kendi iradeleri – O’nun kılavuzluğunu beklemediler.
  • Tutkuları – yiyecek isteyerek özdenetimlerini korumadılar (Say.11:1-35).
  • Tahrik ettiler – Tanrı’yı denediler.

Tanrı bu kez onlara istediklerini verdi, ama aralarına tiksindirici bir hastalık yolladı (Say.11:20). Tarihleri bize daima Tanrı’nın isteğinde kalarak dua etmeye özen göstermemizi öğretir, çünkü Matthew Henry’nin dediği gibi, “Tutkuyla isteyen, karşılığını genellikle gazapla alır.”

Datan ve Aviram, Başkaldıranlar (106:16-18)

Tanrı’nın önderliğinin reddedilmesi. Datan ve Aviram, Korah ve On isimli yandaşlarıyla Musa ve Harun’a karşı başlatılan ayaklanmanın önderleriydiler (Say.16:1-30). Bu iki Tanrı adamını kıskandılar, aynı zamanda zorla kâhinlik görevini yapmaya niyetlendiler. Tanrı’nın kutsallarına, yani Tanrı’nın temsilcileri olarak ayırdığı kişilere karşı gelerek Tanrı’ya karşı gelmişlerdi. Bunun sonucu olarak yer yarılarak önderlerini ve ailelerini yuttu. Rab’bin gönderdiği ateş, buhur sunan iki yüz elli adamı yakıp yok etti (Say.16:31-35).

Altın Buzağı (106:19-23)

Zinaları. Musa, Tanrı’nın yasasıyla Sina Dağı’ndan inmeden önce, halk altından bir buzağı yapıp ona tapınmaya başlamıştı (Çık.32:4). Tanrı’nın yüceliğini ot yiyen bir öküzün benzerliğiyle değiştirdiler. Tanrı’yı kendilerini Mısır’dan çıkartan Kurtarıcı olarak tanımak yerine, bütün onuru cansız bir buzağıya sundular. Eğer Musa araya girmeseydi, Tanrı onları bir anda yok edecekti. Bir duvardaki deliği bedeniyle tıkayan asker gibi, Musa Tanrı’nın gazabını yatıştırmak için gedikte durdu.

Casusların Kötü Raporu (106:24-27)

Kadeş Barnea’daki sadakatsizlikleri (Say.14:2, 27, 28). Tanrı onlara, konumu, mevsimi ve kaynakları ideal olan bir ülke vaat etmişti. Vaat, ülkeye girip elde etmek için gerekli olan her şeyi içeriyordu. Ama onlar vaade inanmadılar, imanla ilerlemek yerine burun kıvırarak çadırlarında oturdular. Tanrı bu nedenle çöldeki kuşağı yok etmeye ve onların soylarını uluslar arasına saçmaya ant içti.

Moavlılar’ın Günahına Ortak Olmak (106:28-31)

Baal-Peor’a tapınarak günah işlemek. İsrail erkekleri yalnızca Moav kızlarıyla fuhuş yapmakla kalmayıp aynı zamanda Baal-Peor için düzenlenen diğer putperest törenlere katıldılar ve Moav ilahlarına kurban sundular (Say.25:3-8). Tanrı öylesine öfkelendi ki, binlerce kişiyi yok eden bir salgın hastalık gönderdi. Pinehas, bir İsrailli’nin putperest bir kadını çadırına götürdüğünü gördüğünde, mızrağını her ikisine birden sapladı. Böylece hastalık belası son buldu, ancak hastalıktan ölenlerin sayısı yirmi dört bini bulmuştu. Bu eylem O’nun adaletinin bir kanıtıydı ve bir esenlik antlaşmasıyla ödüllendirildi. Rab şöyle dedi:

Onunla bir esenlik antlaşması yapacağım. Kendisi ve soyundan gelenler için kalıcı bir kâhinlik antlaşması olacak bu. Çünkü o Tanrısı için kıskançlık duydu ve İsrail halkının günahlarını bağışlattı (Say.25:12, 13).

Meriva’daki Sıkıntı (106:32, 33)

Musa’nın günahı (Say.20:2-13). Meriva (Çıkışma) suları yanında İsrail halkı açıkça imansızlık etti. Musa’yı, kendilerini susuzluktan öldürmek için çöle götürmekle suçladılar. Musa, Tanrı’nın söylediği gibi kayaya seslenmek yerine, sopasıyla iki kez vurdu. Aynı zamanda isyan eden halkla da düşünmeden konuştu. Böylece Tanrı onu vaat edilen ülkeye götürmekten vazgeçti.

Kenan’da – Aynı Eski Öykü (106:34-39)

Kenan’daki koşullar İsrail halkının doğasını değiştirmedi:

106:34   Putperest halkı yok etmediler. Onurları kırılmış Kenanlılar, insan soyunun kangrenli bir uzvuydular. Tanrı, yüzlerce yıl onlara katlandıktan sonra tek çözümün bu uzvun kesilmesi olduğuna karar verdi; bu müdahale için de İsrail’i görevlendirdi. Ancak onlar Tanrı’nın sözünü dinlemediler (Hak.1:27, 36).

106:35   Putperest halkla kaynaştılar. Putperestlerle dostluk kurarak, evlilik yaparak, inanç ve ahlâksal açıdan bozuldular.

106:36   Zina ettiler. Yahudiler çok geçmeden, gerçek ve diri Tanrı’ya tapınmak yerine putlara tapındılar.

106:37-39   İnsanları kurban ettiler. Rab’be özellikle iğrenç gelen, kendi oğullarını ve kızlarını cinleri yatıştırmak için kurban etmeleriydi (2Kr.3:27; 21:6; Hez.16:20, 21). Tanrı’nın seçilmiş halkının oğulları ve kızları, Kenan’ın murdar putlarına kurban edildiler ve ülke onların kanıyla kirlendi.

Hakimler Dönemi (106:40-46)

Barnes şöyle yazar: “Rab, kendisini gücendiren halkına onlardan tiksiniyormuşçasına davrandı.” Onları ulusların eline verdi: Mezopotamyalılar, Midyanlılar, Filistliler, Moavlılar ve diğerleri… Bu tanrısız uluslar, Yahudiler’e baskı yaparak egemenlik sürdüler. Bu davranışa rağmen, halk RAB’be karşı günah işlemeyi ve başkaldırmayı sürdürdü. Ama tövbe etmek için O’na her dönüşlerinde, RAB onlara merhamet etti. Antlaşmasını anımsadı, değişmeyen sevgisini sergilemek için yargıdan vazgeçti. Tutsaklıklarının en karanlık saatlerinde bile, Rab kendilerini esir eden kişilerin yüreğine acıma duygusu koydu – merhametin yargıya galip gelmesi konusunda etkileyici bir örnek.

Kurtarma ve Bir Araya Toplama (106:47)

Mezmur yazarı, uluslar arasına dağıtılmış olan halkının tekrar bir araya getirilmesi için dua eder. Bu, Tanrı’nın kutsal adının övülmesiyle sonuçlanacaktır; halk O’nu yüceliğiyle övünecektir. Dua, Mesih’in görkemli krallığında göreve başlamadan önce, gelecek olan sıkıntı zamanındaki İsrail bakiyesinin ricalarını kapsar.

Hamt İlahisi (106:48)

Coşku dolu bu sözlerle yalnızca bu mezmurun sonuna gelmekle kalmayıp, mezmurların dördüncü kitabını da bitirmiş oluyoruz. Ama kitabı sona erdirmeden önce, bu mezmuru önemsememe ayartmasına karşı direnmemiz gerekir. Mezmurun bildirisini, kötü İsrail ulusuyla sınırlamamalı ve bu mezmurda yansıtılan kendi tarihimizi de görmeliyiz. 1.Korintliler 10:11’de şunları okuruz:

Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi.

  • Nankörlüğe karşı uyarılırız. Eğer İsrail Mısır’dan Tanrı’nın gücüyle çıkartıldığı için minnet duymadıysa, bizler Mesih’in kanı aracılığıyla günahtan ve Şeytan’dan kurtarıldığımız için çok daha fazla minnet duymalıyız!
  • Unutmama konusunda uyarılırız. Rab İsa’nın çektiği acıları ve ölümünü ne kadar da kolay unuturuz. “Gözyaşı dökmeyen bir Hıristiyanlık inancının laneti”nden sorumluyuz.
  • Şikayetetmememiz için uyarılırız. Şikayet etmek bir yaşam biçimi haline gelmiştir; hava koşulları, yaşam koşullarımız, ufak tefek rahatsızlıklar ve hatta bazen yemeğe konulan soslardaki topaklardan bile şikayet ederiz.
  • Mezmur bizi, Tanrı’nın önderliğini, yöneticileri, topluluktaki yaşlıları ya da evdeki anne babamızı eleştirmememiz için uyarır.
  • Zina konusunda uyarılırız. Paraya, eve, arabalara, eğitime, eğlenceye ya da dünyasal başarıya tapınma.
  • Tanrı’nın vaatlerine imansızlık konusunda uyarılırız. Bu günah, İsrail’in otuz sekiz yıl boyunca çölde kalmasına ve imansızların vaat edilen ülkeye girememesine neden olmuştur.
  • Ahlâksızlık konusunda uyarılırız. Baal-Peor’un tapınması cinsel günahlarla doluydu. Tanrı’nın bu günaha verdiği karşılık, tanıklara gönderdiği felaket olmuştur.
  • “Önemsiz” bir itaatsizlikmiş gibi görünen konularda uyarılırız. Musa kayaya seslenmek yerine, ona vurdu. Bunu fazla ciddiye almayabiliriz, ancak hiçbir itaatsizlik önemsiz değildir.
  • İmansızlarlaevlilik konusunda uyarılırız. Tanrı, ayrılık getiren bir Tanrı’dır. Halkının başka uluslarla biçimlendirilmesini ve bozulmasını görmekten nefret eder.
  • Son olarak, çocuklarımızınkurbanedilmesi konusunda uyarılırız. Hıristiyan anne babaların çok azı Tanrı’nın işini yapmayı arzulamaları konusunda çocuklarına örnek olurlar. Çocuklarımız genellikle mesleklerinde kariyer yapma hırsıyla yetiştirilirler. Onları dünyasal konularda başarılı olmaları için yetiştiririz.
 

Kutsal Kitap

1 Övgüler sunun, RABbe!
RABbe şükredin, çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuzdur.
2 RABbin büyük işlerini kim anlatabilir,
Kim Ona yeterince övgü sunabilir?
3 Ne mutlu adalete uyanlara,
Sürekli doğru olanı yapanlara!
4 Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni,
Onları kurtardığında ilgilen benimle.
5 Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim,
Ulusunun sevincini,
Kendi halkının kıvancını paylaşayım.
6 Atalarımız gibi biz de günah işledik,
Suç işledik, kötülük ettik.
7 Atalarımız Mısırdayken
Yaptığın harikaları anlamadı,
Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı,
Denizde, Kızıldenizde başkaldırdılar.
8 Buna karşın RAB gücünü göstermek için,
Adı uğruna kurtardı onları.
9 Kızıldenizi azarladı, kurudu deniz,
Yürüdüler enginde Onun öncülüğünde,
Çölde yürür gibi.
10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları,
Düşmanlarının pençesinden kurtardı.
11 Sular yuttu hasımlarını,
Hiçbiri kurtulmadı.
12 O zaman atalarımız Onun sözlerine inandılar,
Ezgiler söyleyerek Onu övdüler.
13 Ne var ki, RABbin yaptıklarını çabucak unuttular,
Öğüt vermesini beklemediler.
14 Özlemle kıvrandılar çölde,
Tanrıyı denediler ıssız yerlerde.
15 Tanrı onlara istediklerini verdi,
Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.
16 Onlar ordugahlarında Musayı,
RABbin kutsal kulu Harunu kıskanınca,
17 Yer yarıldı ve Datanı yuttu,
Aviramla yandaşlarının üzerine kapandı.
18 Ateş kavurdu onları izleyenleri,
Alev yaktı kötüleri.
19 Bir buzağı heykeli yaptılar Horevde,
Dökme bir puta tapındılar.
20 Tanrının yüceliğini,
Ot yiyen öküz putuna değiştirdiler.
21 Unuttular kendilerini kurtaran Tanrıyı,
Mısırda yaptığı büyük işleri,
22 Ham ülkesinde yarattığı harikaları,
Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.
23 Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı,
Ama seçkin kulu Musa Onun önündeki gedikte durarak,
Yok edici öfkesinden vazgeçirdi Onu.
24 Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi,
Tanrının verdiği söze inanmadılar.
25 Çadırlarında söylendiler,
Dinlemediler RABbin sesini.
26-27 Bu yüzden RAB elini kaldırdı
Ve çölde onları yere sereceğine,
Soylarını ulusların arasına saçacağına,
Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.
28 Sonra Baal-Peora bel bağladılar,
Ölülere sunulan kurbanları yediler.
29 Öfkelendirdiler RABbi yaptıklarıyla,
Salgın hastalık çıktı aralarında.
30 Ama Pinehas kalkıp araya girdi,
Felaketi önledi.
31 Bu doğruluk sayıldı ona,
Kuşaklar boyu, sonsuza dek sürecek bu.
32 Yine RABbi öfkelendirdiler Meriva suları yanında,
Musanın başına dert açıldı onlar yüzünden;
33 Çünkü onu sinirlendirdiler,
O da düşünmeden konuştu.
34 RABbin onlara buyurduğu gibi
Yok etmediler halkları,
35 Tersine öteki uluslara karıştılar,
Onların törelerini öğrendiler.
36 Putlarına taptılar,
Bu da onlara tuzak oldu.
37 Oğullarını, kızlarını
Cinlere kurban ettiler.
38 Kenan putlarına kurban olsun diye
Oğullarının, kızlarının kanını,
Suçsuzların kanını döktüler;
Ülke onların kanıyla kirlendi.
39 Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar,
Vefasız duruma düştüler töreleriyle.
40 RABbin öfkesi parladı halkına karşı,
Tiksindi kendi halkından.
41 Onları ulusların eline teslim etti.
Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.
42 Düşmanları onları ezdi,
Boyun eğdirdi hepsine.
43 RAB onları birçok kez kurtardı,
Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı
Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.
44 RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla
Yakarışlarını duyunca.
45 Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna,
Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.
46 Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.
47 Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB,
Topla bizi ulusların arasından.
Kutsal adına şükredelim,
Yüceliğinle övünelim.
48 Öncesizlikten sonsuza dek,
İsrail’in Tanrısı RAB’be övgüler olsun!
Bütün halk, ‹‹Amin!›› desin.
RAB’be övgüler olsun!