XII. KRAL’IN ZEYTİN DAĞINDAKİ KONUŞMASI (Bölüm 24-25)
24 ve 25’inci bölümler Zeytin dağı konuşması olarak bilinen konuşmadan oluşur. Bu önemli bildiri Zeytin dağında verildiği için bu adla anılır. Konuşma tamamen bir peygamberliktir; Büyük Sıkıntı Zamanına ve Rab’bin İkinci Gelişine yöneliktir. Aslında, tamamen olmasa da İsrail halkıyla ilgilidir. Yerin Filistin olduğu bellidir; örneğin, “Yahudiye’de olanlar dağlara kaçsın” (24:16). Ortam kesinlikle Yahudilere aittir; örneğin, “Dua edin ki, kaçışınız… Sept gününe rastlamasın” (24:20). Seçmeyle ilgili konuda (24:22) kilise değil, Tanrı’nın seçtiği İsrailliler anlaşılmalıdır. Açıklamaya çalışacağımız gibi kilise ne peygamberliklerde ne de benzetmelerde görülür.
A. İsa Tapınağın Yıkılacağını Önceden Bildiriyor (24:1-2)
Konuşma, önemli bir ifade olan İsa tapınaktan çıkıp giderken ile başlıyor. Bu hareket O’nun söylemiş olduğu şu sözler karşısında özellikle anlamlıdır: “… eviniz ıssız bırakılacak” (23:38). Bu bize Hezekiel’in Tanrı’nın izzetinin tapınaktan ayrılışı ile ilgili olan betimlemesini anımsatır (Hez.9:3; 10:4; 11:23).
Öğrenciler, Rab’bin onlarla beraber tapınağın mimari güzelliğini takdir etmesini istediler. Sonsuzluk yerine geçici şeylerle meşgul, özden çok gölgelerle ilgiliydiler. İsa binanın tamamen yıkılacağını, öyle ki taş üstünde taş kalmayacağını haber verdi. Titus başarısız bir şekilde tapınağı kurtarmaya çalıştı, ama askerleri onu ateşe verdi ve böylece Mesih’in peygamberliği yerine geldi. Ateş, altın süslemeyi erittiğinde, eriyen altın taşların arasına aktı. Altını almak için taşları tek tek kaldırdılar, tıpkı Rabbimizin önceden bildirdiği gibi. Bu yargı M.S. 70’de Titus’un yönetimindeki Romalıların Kudüs’ü yağmaladığı zaman yerine getirildi.
B. Büyük Sıkıntının İlk Yarısı (24:3-4)
24:3 İsa Zeytin dağına geçtikten sonra, öğrencileri yalnız olarak O’na geldiler ve üç soru sordular.
-
Bu dediklerin ne zaman olacak? – yani tapınak ne zaman yıkılacaktı?
-
O’nun gelişinin belirtisi ne olacak? – yani egemenliğini kurmak için yeryüzüne tekrar gelişinden önce ne gibi bir doğaüstü olay olacaktı?
-
Çağın bitimini gösteren belirti ne olacaktı? – yani O’nun yüce egemenliğinden hemen önce çağın bitimini ne bildirecekti? (İkinci ve üçüncü sorular temelde aynıdır).
Bu İsrailli öğrencilerin düşüncelerinin, Mesih’in yeryüzündeki görkemli (yüce) günleri etrafında döndüğünü anımsamalıyız. Mesih’in kilise (topluluk) için gelişi konusunda düşünmüyorlardı; O’nun gelişinin bu evresi hakkında çok az bilgileri vardı. O’nun güç ve görkem içinde gelip düşmanlarını mahvetmesi ve dünyada hüküm sürmesini bekliyorlardı.
Hem de dünyanın sonu değil, çağın (Grekçe, aion) sonu hakkında konuştukları konusunda net olmalıyız.
İlk sorularına doğrudan bir yanıt verilmedi. Aksine Kurtarıcı M.S.70’deki Kudüs’ün kuşatılmasıyla (Luk.21:20-24’e bakın) son günlerde meydana gelecek kuşatmayı birleştiriyor gibi görünüyor. Peygamberliğin incelenmesinde, sık sık Rab’bin neredeyse görünmez bir şekilde önceki kısmi gerçekleşmeden sonraki son gerçekleşmeye doğru hareket ettiğini görürüz.
İkinci ve üçüncü soruların yanıtları 24’üncü bölümün 4-44 ayetlerinde verilir. Bu ayetler Mesih’in görkemli gelişinden önce yedi yıllık Büyük Sıkıntı Zamanını betimler. İlk üç buçuk yıl 4-14 ayetlerinde betimlenir. Büyük Sıkıntı ve Yakup’un Sıkıntı Zamanı (Yer.30:7) olarak bilinen son üç buçuk yıl yeryüzünde olanlar için benzeri görülmemiş bir elem zamanı olacaktır.
Büyük Sıkıntının ilk yarısını tanımlayan birçok durum insanlık tarihi boyunca bir dereceye kadar var olmuştur, ama elemler tartışılan zaman boyunca çok yoğun bir şekilde meydana çıkacaktır. Toplulukta olanların üzerine de bu sıkıntının geleceği söylendi (Yu.16:3), ama bu, Tanrı’nın Oğlu’nu reddedenlerin başına gelecek Büyük Sıkıntıdan çok farklıdır.
İnanlılar Topluluğu’nun, Tanrı’nın öfkesi başlamadan önce (1Se.1:10; 5:9; 2Se.2:1-12; Esi.3:10) dünyadan çıkarılacağına (1Se.4:13-18) inanıyoruz.
24:4-5 Büyük Sıkıntının ilk yarısında halkı kandırmayı başaracak birçok sahte mesih ortaya çıkacaktır. Pek çok sahte mezhebin şimdiki artışı da buna bir başlangıç olabilir, ama tam olarak gerçekleşmesi değildir. Bu sahte dinî liderler, Mesih olduklarını iddia eden İsrailliler olacaktır.
24:6-7 Savaş gürültüleri ve savaş haberleri olacaktır. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. Bugün bunun yerine geldiğini gördüğümüzü sanmak kolay olurdu, ama bizim gördüklerimiz olacaklarla karşılaştırıldığında hafif bile kalır. Aslında Tanrı’nın zamanındaki gerçekleşecek olay, kilisenin gökten inen ve bulutlar içinde olan Mesih ile buluşmasıdır (Yu.14:1-6; 1Ko.15:51-57). O zamandan önce gerçekleşecek başka bir peygamberlik yoktur. Kilisenin (topluluğun) alınmasından sonra, Tanrı’nın peygamberlik saati çalışmaya başlayacak ve bu olaylar kendisini çabucak gösterecektir. Dünyanın çeşitli yerlerinde kıtlıklar, salgın hastalıklar ve depremler olacak. Bugün bile dünya liderleri nüfus patlaması nedeniyle oluşan kıtlıkla karşı karşıyadır. Ama bu durum savaşların neden olacağı kıtlıklarla özellikle belirecektir.
Depremlere artan bir ilgi var; yalnızca şimdi olanlara değil, ama olması beklenenlere de. Bunların Kurtarıcımızın sözlerinin tam olarak yerine gelmesi değil, ilk belirtilerin olduğunu bir kere daha belirtelim.
24:8 8’inci ayet bu dönemi doğum sancılarının başlangıcı diye kesin olarak tanıtıyor. Doğum sancılarının başlaması, İsrail’in Kral-Mesih’inin hükmü altında yeni bir düzeni oluşturacaktır.
24:9-10 Büyük Sıkıntı Zamanında sadık inanlılar büyük sınamalardan geçecekler. İsa’ya sadık kalanlara karşı uluslar nefret kampanyaları yürütecekler. Yalnızca dinî ve sivil mahkemelere çıkarılmakla kalmayacaklar (Mar.13:9), bununla birlikte birçoğu inancından vaz geçmeyi reddettiği için şehit edilecektir. Bu tür sınamalar bütün dönemlerde inanlıların başına gelirken, bunun özellikle bu dönemde özel bir görevi olacak olan 144.000 Yahudi inanlı ile ilgili olduğu görülüyor.
Birçoğu acı çekmek ve ölmektense inancından vazgeçmeyi tercih edecek. Aile üyeleri kendi akrabalarını ihbar edecekler ve onları vahşi işkencecilerin ellerine verecekler.
24:11 Birçok sahte peygamber türeyecek ve büyük kitleleri saptıracaklar. Bunlar 5’inci ayetteki sahte mesihlerle karıştırılmamalıdır. Sahte peygamberler Tanrı’nın sözcüsü olduklarını iddia ederler. Ancak onların sahte oldukları iki yolla anlaşılabilir: Peygamberlikleri her zaman gerçekleşmez ve öğretişleri daima insanları gerçek Tanrı’dan uzaklaştırır. Sahte peygamberlerden bahsedilmesi Büyük Sıkıntının özellikle İsrail’le ilgili olduğu düşüncemizi doğrular. Sahte peygamberler İsrail halkıyla bağlantılıdır; kilisedeki tehlikenin kaynağı ise sahte öğrencilerdir (2Pe.2:1).
24:12 Kötülüğün çoğalmasıyla, insan sevgisinin gittikçe azaldığı iyice belli olacak. Sevgisizliğe bağlı davranışlar normal olacaktır.
24:13 ”Ama sona kadar dayanan kurtulacaktır.” Bu, insanların canlarının o zaman dayanmalarıyla kurtulacağı anlamına gelmez tabii; Kutsal Kitap’ta, kurtuluş daima Tanrı’nın lütfunun bir hediyesi olarak sunulur, Mesih’in bizim yerimize ölümüne ve dirilişine iman ederek kabul edilir. Dayanan herkesin fiziksel acıdan kaçacağı (kurtulacağı) anlamına da gelmez; birçok inanlının şehit olacağını zaten öğrenmiş bulunuyoruz (ayet 9). İnancından dönmeden işkenceye dayananların, sabit duranların Mesih’in İkinci Gelişinde kurtarılacaklarıyla ilgili genel bir ifadedir. Hiç kimse inanç değiştirmenin kaçma ya da emniyet aracı olacağını sanmasın. Yalnızca gerçek imanı olanlar kurtulacaktır. Kurtarıcı imanın geri adımları olmasına rağmen, her zaman için istikrarlı kalitesi vardır.
24:14 Bu dönem sırasında, Göksel Egemenliğin Müjdesi dünyanın her yerinde tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere duyurulacaktır. 4:23’de açıklandığı gibi, Göksel Egemenliğin Müjdesi, Mesih’in egemenliğini yeryüzünde kurmak için gelişinin ve O’nu Büyük Sıkıntı sırasında imanla kabul edenlerin, O’nun Bin Yıllık Egemenliğinin bereketlerinden zevk alacaklarının iyi haberidir.
14’üncü ayet sık sık Mesih’in kilisesi için her an dönemeyeceğini, çünkü daha birçok ulusun müjdeyi duymadığını göstermek için yanlış kullanılmaktadır. Bunun O’nun kutsalları için değil, kutsallarıyla beraber gelişiyle ilgili olduğunu kavradığımız zaman bu sorun ortadan kalkar. Bu, Tanrı’nın lütfunun müjdesinden çok egemenliğin müjdesiyle ilgilidir (4:23’ün açıklamasına bakın).
3-14 ayetleri ile Esinleme 6:1-11 ayetlerindeki olaylar arasında dikkati çeken bir paralellik vardır. Beyaz ata binen, sahte mesih; kızıl ata binen, savaş; siyah ata binen, kıtlık; soluk renkli ata binen, bulaşıcı hastalıklar ya da ölümdür. Sunağın altındaki canlarsa şehitlerdir. Esinleme 6:12-17’de betimlenen olaylar, Matta 24:19-31 ile bağlantılıdır.
C. Büyük Sıkıntı (24:15-28)
24:15 Bu noktada Büyük Sıkıntının ortasına gelmiş bulunuyoruz. Bunu, 15’inci ayeti Daniel 9:27 ile kıyaslayarak biliyoruz. Daniel peygamber, yetmişinci haftanın ortasında, yani üç buçuk yılın sonunda yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde, bir başka deyişle Kudüs’teki tapınakta dikileceğini önceden bildirdi. Herkesin bu iğrenç puta tapması emredilecek, emre uymayanlar ölümle cezalandırılacaktır (Esi.13:15).
“Daniel peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman (okuyan anlasın)…” Putun dikilmesi, Tanrı’nın Sözü’nü bilenler için, Büyük Sıkıntının başlamış olduğunun işareti olacaktır. Rab’bin peygamberliğinin, okuyanın anlamasını istediğine dikkat edin.
24:16 Yahudiye’de olanlar dağlara kaçmalıdır; Kudüs çevresinde puta boyun eğmeyi reddedenler çabucak bulunacaktı.
24:17-19 Son derece hızlı hareket etmek gerekecektir. Eğer biri damda oturuyorsa, bütün malını arkada bırakmalıdır. Eşyaları toplayarak geçirilen zaman yaşamla ölüm arasındaki fark anlamına gelebilir. Tarlada çalışan abasını, her nereye bırakmışsa almak için geri dönmemelidir. Gebe kadınlar ve çocuk emziren kadınlar zor bir durumda olacaklar; hızla kaçabilmeleri güç olacaktır.
24:20 İnanlılar, sıkıntılı günlerin daha zor olduğu kış mevsimine gelmemesi ve Yasayla yapacakları yolculuk mesafesi sınırlı olan (Çık.16:29) Sept gününe rastlamaması için dua etmelidirler.
24:21 ”Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır.” Bu betimleme, o dönemi tarihteki bütün sorgulamalardan, planlanmış katliamlardan (özellikle Yahudilere karşı), tasfiyelerden ve kırımlardan ayırır. Bu peygamberlik önceki işkencelerle yerine getirilememiştir, çünkü açıkça Mesih’in İkinci Gelişiyle sonlanacağı belirtilmiştir.
24:22 Sıkıntı o kadar yoğun olacak ki, o günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Bu, sık sık üç buçuk yıl süreceği kesinlikle belirtilen Büyük Sıkıntının kısaltılacağı anlamına gelemez. Bunun, Tanrı’nın mucizevi bir şekilde çoğu savaşın ve katliamın olduğu gündüz saatlerini kısaltacağı anlamına gelmesi mümkündür. Seçilmiş olanlar uğruna (İsa’yı kabul edenler), Rab geçici olarak karanlığın erken çökmesini sağlayacaktır.
24:23-26 23 ve 24’üncü ayetler sahte mesihlerle sahte peygamberlere karşı yinelenen uyarıları içerir. Sıkıntı ortamında Mesih’in gizli bir yerde olduğu haberleri yayılacaktır. Bu tür haberler, Mesih’i içtenlikle ve sevgiyle arayanları tuzağa düşürmek için kullanılabilirdi. Bu nedenle, Rab bütün öğrencilerini yerel, gizli bir Geliş haberine inanmamaları için uyarıyor. Mucize yapanlar bile muhakkak Tanrı’dan olacak değillerdir; mucizelerin kökeninde şeytani güç olabilir. Yasa tanımaz adama mucizeler yapması için şeytani güç verilecek (2Se.2:9-10).
24:27 Mesih’in Gelişinde yanlış anlama olmayacak: ani, açık, evrensel ve görkemli olacaktır. Herkesin gördüğü şimşek gibi ani ve kesin olacaktır.
24:28 Hiçbir ahlaki çöküntü onun öfke ve yargısından kaçamayacaktır. “Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek.” Leş, Tanrı’ya ve Mesih’ine karşı inanç değiştirerek birleşen Museviliği, Hıristiyanlığı ve tüm dünya sistemini resmeder. Kartallar ya da akbabalar, Mesih’in görünmesiyle serbest bırakılacak olan Tanrı’nın yargısını simgeler.
Ç. İkinci Geliş (24:29-31)
24:29 Büyük Sıkıntının sonunda, gökte ürkütücü karışıklıklar olacak. Güneş kararacak ve ay ışığı yalnızca güneşin yansıması olduğundan, ay da ışığını vermeyecek. Yıldızlar gökten düşecek ve gezegenler yörüngelerinden çıkacak. Böylesine büyük evrensel karışıklıkların, yeryüzündeki havayı, gelgiti ve mevsimleri etkileyeceğini söylemek gereksizdir.
Velikovsky’nin betimlemesinde, göksel bir bedenin yeryüzüne yaklaşıp onun ekseninin eğilmesine neden olduğunda ne olacağına dair belli belirsiz bir fikir verilir:
O an bir deprem yeryüzünü titretecekti. Hava ve su ataletten hareket etmeye devam edecekti; kasırgalar yeryüzünü silip süpürecek, denizler çakıl, kum ve deniz hayvanlarını taşıyarak ve onları karaya atarak kıtalara hücum edecekti. Isı artacak, kayalar eriyecek, volkanlar püskürecek, kopan yerlerdeki çatlaklardan akacak ve geniş alanları kaplayacaktı. Dağlar ovalardan belirecek, dolaşacak, çatlaklar ve yarıklara neden olarak diğer dağların omuzlarına çıkacaklardı. Göller eğilecek ve boşalacak, nehirler yataklarını değiştirecekti; büyük yerleşim alanları insanlarla beraber denizin altına kayacaktı. Ormanlar yanacak, kasırgalar ve vahşi denizler onları yetiştikleri yerden söküp çıkaracak ve onları, dalları ve kökleri, büyük kümeler halinde yığacaklardı. Denizler, suları akıp giderek çöllere dönecekti. 1
24:30 ”O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek.” Bu belirtinin ne olacağı anlatılmıyor. İlk Gelişine gökteki bir belirti, yani yıldız eşlik etti. Belki mucizevi bir yıldız İkinci Gelişini de ilân edecek. Bazıları İnsanoğlu’nun kendisinin belirti olduğuna inanıyor. Bu ne demekse, göründüğü zaman herkes belli bir şekilde görecektir. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek; O’nu reddettiklerinden dolayı bunun olacağı kesin. Ama aslında diyarın 2 halkları ağlayıp dövünecek: İsrail’in on iki kavmi. “…O’na, bedenini deldikleri adama, bakacaklar; ve biricik oğlu için dövünen adam gibi O’na dövünecekler; ve ilk oğlu için acı çeken gibi O’nun için acı çekecekler” (Zek.12:10).
O zaman “İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.” Ne harika bir an! Tükürülen ve çarmıha gerilen İsa, yaşam ve yücelik Rab’bi olarak haklı çıkarılacak. Yumuşak huylu ve alçakgönüllü İsa, Yehova’nın bizzat kendisi olarak görünecek. Kurban olan Kuzu zafer kazanan Aslan gibi inecek. Hor görülen Nasıralı Marangoz, kralların Kralı ve rablerin Rab’bi olarak gelecek. Arabaları göklerin bulutları olacak. Bir kralın gücü ve görkemiyle gelecek: Bu, yaratılışın binlerce yıldır inlediği andır.
24:31 İndiği zaman, meleklerini yeryüzünün her bir yanına seçtiği halkı, inanan İsrail ve Filistin diyarında bir araya toplamaları için gönderecek. Dünyanın her yerinden Mesih’lerini selamlamak için toplanacaklar ve O’nun muhteşem egemenliğinden zevk alacaklar.
D. İncir Ağacı Benzetmesi (24:32-35)
24:32 ”İncir ağacından ders alın!” Rabbimiz yine doğadan ruhsal bir ders çıkarıyor. İncir ağacının dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. İncir ağacının İsrail halkını resmettiğini görmüştük (21:18-22). Yüz yıllarca İsrail halkı rafa kaldırılmış durumdaydı: hükümeti, memleketi, tapınağı, kahinleri ve ulusal yaşamın hiçbir işareti yoktu. Dünyanın her köşesine dağılmış durumdaydılar.
Sonra, 1948 yılında İsrail kendi memleketi, hükümeti, parası, pulu vs. ile bir ulus oldu. Ruhsal olarak, ulus hâlâ kısır ve soğuk; Tanrı için hiçbir meyve yok. Ama ulus olarak dalları yeşil ve körpedir.
24:33 ”Aynı şekilde, bütün bu olacakları görünce bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.” İsrail’in ulus olarak oluşması yalnızca Büyük Sıkıntının başlamasının yakın olduğu değil, aynı zamanda Rab’bin kendisinin de yakın, kapıda olduğu anlamına gelir.
Eğer Mesih’in hüküm sürmek için gelişi bu kadar yakınsa, kilisenin O’nun gelişiyle buluşması ne kadar yakındır? O’nun görkemle görünmesinden önce olacak olayların gölgesini görüyorsak, O’nun Parousia ya da Gelişinin ilk evresine ne kadar yakınız? (1Se.4:13-18)
24:34 İsa, incir ağacına işaret ettikten sonra, şunları ekledi: “Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.” Bu kuşak, Mesih yeryüzündeyken yaşayan insanlar anlamına gelemezdi; onların hepsi öldü, ama 24’üncü bölümdeki olaylar henüz olmadı. O zaman “bu kuşak” ile Rab ne demek istedi? Akla uygun iki açıklama vardır.
F.W. Grant ve diğerleri şuna inanır: “Bu şeylerin başlangıcını gören kuşak sonunu da görecektir.”3 İsrail’in ulus olarak doğuşunu gören aynı kişiler (ya da Büyük Sıkıntının başlangıcını görenler), Rab İsa’nın hüküm sürmek için gökteki bulutlar üzerinde gelişini görecekler.
Diğer açıklama ise “kuşak” sözcüğünün soy olarak anlaşılmasıdır. Bu, Grekçe sözcüğün geçerli bir çevirisidir; aynı nesilden, silsileden ya da aileden gelen kişiler anlamına gelir (Mat.12:45; 23:35,36). Bu nedenle İsa, Yahudi soyunun bütün bu şeylerin tamamlandığını görmek için yaşayacaklarını önceden bildiriyordu. Zalim işkencelere rağmen, onların devam eden yaşamları tarihin bir mucizesidir.
Buna ek bir düşüncenin daha olduğunu sanıyorum. İsa’nın gününde, “bu kuşak” O’nu Mesih olarak kabul etmeyi inatla reddeden bir soydu. Ulusal İsrail’in, O’nun İkinci Gelişine kadar Mesih’i reddetme tutumuna devam edeceğini önceden bildirdiğini sanıyorum. O zaman bütün isyan ezilecek ve yalnızca O’nun iradesine istekle boyun eğenler Bin Yıllık Egemenliğe girmek için kurtarılacaktır.
24:35 Önceden söylediklerinin güvenilir özelliğini vurgulamak için İsa, göğün ve yerin ortadan kalkacağını, ama O’nun sözlerinin asla ortadan kalkmayacağını ekledi. Göğün ortadan kalkacağını söylerken, Tanrı’nın oturduğu yer olan cenneti (2Ko.12:2-4) değil, yıldızların ve bulutların olduğu göğü, üstümüzdeki mavi gök kubbeyi belirtiyordu. Göğün ve yeryüzünün yok oluşu 2.Petrus 3:10-13’te betimlenir ve Esinleme 20:11’de tekrar edilir.
E. Bilinmeyen Gün ve Saat (24:36:44)
24:36 O’nun İkinci Gelişinin günü ve saatine gelince, “ne gökteki melekler ne de Oğul bilir; 4 Baba’dan başka kimse bilmez.” Bu tarih ayarlama sınamasına ya da inanmaya karşı bir uyarı olmalıdır. Meleklerin bilmemesine şaşırmıyoruz; onlar sınırlı bilgileri ve sonu olan yaratıklardır.
Mesih’in dönüşünden önce yaşayanlar günü ya da saati bilmezken, peygamberliği bilenler, belki yılı bilebilirler. Örneğin, iğrenç şeyin tapınağa dikilmesinden yaklaşık üç buçuk yıl sonra olacağı bilecekler (Dan.9:27; ayrıca Dan. 7:25; 12:7, 11; Esi.11:2,3; 12:14; 13:5’e de bakın).
24:37-39 Ne var ki, o günlerde çoğu kişi, Nuh’un günlerinde olduğu gibi olaylara karşı kayıtsız olacak. Tufandan önceki günlerin çok kötü olmasına rağmen, burada özellikleri vurgulanmaz. İnsanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı; bir başka deyişle, sonsuza kadar yaşayacaklarmış gibi yaşamlarına devam ediyorlardı. Tufanın gelişiyle ilgili uyarılara karşın, tufandan etkilenmeyeceklermiş gibi yaşadılar. Tufan geldiğinde hazırlıksız ve tek güvenli olan yerin dışındaydılar. Mesih geri döndüğünde de, benzer bir durum yaşanacak. Yalnızca Mesih’te olanlar kurtulacaktır.
24:40-41 Tarlada bulunan iki kişiden biri yargıyla alınacak, diğeri Bin Yıllık Egemenliğe girmek için bırakılacak. Değirmende buğday öğüten iki kadın olacak; aniden ayrılacaklar. Biri yargı tufanıyla sürüklenecek; diğeri Mesih’in egemenliğinin bereketlerinden zevk almak için bırakılacak. (40 ve 41’inci ayetler sık sık kurtulmamış olanlara karşı bir uyarı olarak kullanılır. Mesih gelişinin ilk evresinde bütün inanlıları cennete götürecek ve inanlı olmayanları da yargı için geride bırakacak. Bunun, bu metin için geçerli bir uygulama olabilmesine rağmen, metnin içeriği, yorumun Mesih’in hüküm sürmek için gelişiyle ilgili olduğunu açıkça belirtir).
24:42-44 Günün ve saatin belirsizliği karşısında, insanların uyanık kalması gereklidir. Bir kişi evinin soyulacağını bilip bunun saat kaçta olacağını bilmese bile yine de uyanık durur. İnsanoğlu, insanların en az beklediği bir zamanda gelecektir. Bu nedenle, O’nun halkı O’nu hazır bir şekilde beklemelidir.
F. Akıllı ve Kötü Köle Benzetmesi (24:45-51)
24:45-47 Bu bölümün kapanış kısmında Rab İsa, bir kölenin gerçek kişiliğini, efendisinin dönüşü karşısındaki davranışıyla belli ettiğini söyler. Bütün köleler ev halkına vaktinde yiyecek vermekle sorumludur. Ama Mesih’in kölesi olduğunu söyleyen herkes içten değildir.
Akıllı köle, Tanrı’nın halkına hizmet ederken bulunan kişidir. Böyle biri Tanrı’nın Egemenliğinde büyük sorumluluklarla onurlandırılacak. Efendisi onu tüm malının üzerinde yetkili kılacak.
24:48-51 Kötü köle, efendisinin kısa bir süre içinde döneceği beklentisiyle davranışını değiştirmeyen ismen inanlıyı temsil eder. Yoldaşlarını dövmeye ve sarhoşlarla yiyip içmeye başlar. Böyle bir davranış onun egemenlik için hazır olmadığını gösterir. Kral geldiğinde, onu cezalandırıp ağlayış ve diş gıcırtısının olduğu yerde onu ikiyüzlülerle bir tutacak.
Bu benzetme, Mesih’in yeryüzüne Kral-Mesih olarak gözle görülür dönüşünü belirtir. Ama kural eşit olarak kilisenin Mesih’in Gelişinde Mesih’le buluşmasına da uygulanır. İnanlı olduğunu söyleyen birçok kişi, Tanrı’nın halkına karşı düşmanlık göstererek ve günahkârlarla arkadaşlık ederek Mesih’in Geri Dönüşünü beklemiyor. Onlar için bu bereket değil, yargı anlamına gelecek.
|
|
Kutsal Kitap
1 İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını O’na göstermek için yanına geldiler.
2 İsa onlara, “Bütün bunları görüyor musunuz?” dedi. “Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!”
3 İsa, Zeytin Dağı’nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. “Söyle bize” dediler, “Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?”
4 İsa onlara şu karşılığı verdi: “Sakın kimse sizi saptırmasın!
5 Birçokları, ‘Mesih* benim’ diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar.
6 Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir.
7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak.
8 Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
9 “O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek.
10 O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler.
11 Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.
12 Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak.
13 Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır.
14 Göksel egemenliğin bu Müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir.
15 “Peygamber Daniel’in sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin* kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman -okuyan anlasın- Yahudiye’de bulunanlar dağlara kaçsın.
16 (SEE 24:15)
17 Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin.
18 Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
19 O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
20 Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Şabat Günü’ne* rastlamasın.
21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır.
22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
23 Eğer o zaman biri size, ‘İşte Mesih burada’, ya da ‘İşte şurada’ derse, inanmayın.
24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.
25 İşte size önceden söylüyorum.
26 “Bunun için size, ‘İşte Mesih çölde’ derlerse gitmeyin. ‘Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın.
27 Çünkü İnsanoğlu’nun* gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.
28 “Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek.
29 “O günlerin sıkıntısından hemen sonra, ‘Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’
30 “O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
31 Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacaklar.
32 “İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
33 Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
34 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
35 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.”
36 “O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba’dan başka kimse bilmez.
37 Nuh’un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu’nun* gelişinde de öyle olacak.
38 Nuh’un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı.
39 Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu’nun gelişi de öyle olacak.
40 O gün tarlada bulunan iki kişiden biri alınacak, biri bırakılacak.
41 Değirmende buğday öğüten iki kadından biri alınacak, biri bırakılacak.
42 “Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbiniz’in geleceği günü bilemezsiniz.
43 Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte geleceğini bilse, uyanık kalır, evinin soyulmasına fırsat vermez.
44 Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu beklemediğiniz saatte gelecektir.
45 “Efendinin, hizmetkârlarına vaktinde yiyecek vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı köle kimdir?
46 Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu!
47 Size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak.
48 Ama o köle kötü olur da içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der ve öteki köleleri dövmeye başlarsa, sarhoşlarla birlikte yiyip içerse, efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp ikiyüzlülerle bir tutacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.”
49 (SEE 24:48)
50 (SEE 24:48)
51 (SEE 24:48)
|