Eyüp 24

24:1-12   Her Şeye Gücü Yeten’den hiçbir şey gizlenemeyeceğini bilen Eyüp, Tanrı’nın kendisini tanıyanlara, kötülerin refah içinde yaşamaları konusundaki soruna ilişkin neden çözüm önermediğini anlayamamaktadır. Dünyadaki korkunç adaletsizlikleri de –baskı yapanların suçlarını ve baskıya maruz kalanların acılarını– ayrıntılarıyla sıralar.

Ridout bunu şöyle yorumlar:

Sıralanan gerçekler, her birimizin çok yakından tanıdığı gerçeklerin korkunç bir tasviridir. Elifaz bu tür gerçekleri, kötünün daima bu dünyada cezalandırıldığı teorisiyle nasıl bağdaştırabilir? Tanrı tüm bunları nasıl görmezden gelerek kötülük yapanlar yerine imanlı bir adama sıkıntı verebilir? Eyüp’ü en çok üzen de budur ve buna çözüm bulamamıştır. 1

Eyüp Tanrı’nın dünyayı yönetme konusundaki başarısızlığından yakınmaktadır (12. ayet):

Kentlerden insan iniltileri yükseliyor, yaralı canlar feryat ediyor,

Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor.

24:13-17   Bu ayetlerde Eyüp, asi katilleri, zina edenleri ve soyguncuları tanımlar. Üç grup da eylemleri için geceyi tercih ederler; sabah onlar için ölümün gölgesi gibidir.

24:18-25   Bu günahkârların yeryüzünde lanetlenmeleri ve bir daha hatırlanmamaları gerektiği gerçeğine rağmen, Tanrı’nın onlara güvenlik sağladığı açıktır. Eyüp, kötülerin iyilere kıyasla daha kötü koşullarda ölmediklerini iddia eder. Bu düşüncenin aksini kanıtlamaları için çevresindekilere meydan okur.

Bildat’ın konuşması çok kısa olduğu, Sofar konuşmadığı ve Eyüp’ün karşılığı uzun olduğu için bazı Kutsal Kitap araştırmacıları 18-25. ayetlerin Eyüp Kitabı’na ait olmadıklarını düşünürler. Hatta bazı çağdaş çeviriler metni burada (ve başka yerlerde) varsayımsal bir biçimde yeniden düzenlerler. Andersen, bu sözlerin Eyüp’ün ağzından çıkmış olamayacağından emin değildir 2 ve şu açıklamayı yapar:

Bu sözlerin onun söylememesi gereken sözler olduğunu düşündüğümüz için, hemen bir şeyler yapılmalıdır. Bu üç şekilde olabilir: Bu sözleri Eyüp’ü olduğundan daha doğruymuş gibi gösteren dindar bir açıklama olarak metinden bütünüyle kaldırmak; bu sözleri iki dostundan birine –ya Bildat’a ya da Sofar’a– mal etmek; bu sözleri Eyüp’ün dostlarının söylediklerinden bir alıntı olarak kullandığını düşünmek ve 21-42. ayetleri, Eyüp’ün arkadaşlarına karşılık olarak ya da Gordis’in yaptığı gibi 18-24. ayetlerinin tamamını bir alıntı olarak kabul etmek. 3

 

Kutsal Kitap

1 ‹‹Niçin Her Şeye Gücü Yeten yargı için vakit saptamıyor?
Neden Onu tanıyanlar bu günleri görmesin?
2 İnsanlar sınır taşlarını kaldırıyor,
Çaldıkları sürüleri otlatıyorlar.
3 Öksüzlerin eşeğini kovuyor,
Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar.
4 Yoksulları yoldan saptırıyor,
Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar.
5 Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibi
Yiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar,
Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor.
6 Yemlerini tarlalardan topluyor,
Kötülerin bağındaki artıkları eşeliyorlar.
7 Geceyi giysisiz, çıplak geçiriyorlar,
Örtünecek şeyleri yok soğukta.
8 Dağlara yağan sağanaktan ıslanıyor,
Sığınakları olmadığı için kayalara sarılıyorlar.
9 Öksüz memeden uzaklaştırılıyor,
Düşkünün bebeği rehin alınıyor.
10 Giysisiz, çıplak dolaşıyor,
Aç karnına demet taşıyorlar.
11 Teraslar arasında zeytin eziyor,
Susuzluktan kavrulurken
Şarap için üzüm sıkıyorlar.
12 Kentlerden insan iniltileri yükseliyor,
Yaralı canlar feryat ediyor,
Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor.
13 ‹‹Bunlar ışığa başkaldıranlardır;
Onun yolunu tanımaz,
İzinde yürümezler.
14 Gün kararınca katil kalkar,
Düşkünü, yoksulu öldürür,
Hırsız gibi sıvışır geceleyin.
15 Zina edenin gözü alaca karanlıktadır,
‹Beni kimse görmez› diye düşünür,
Yüzünü örtüyle gizler.
16 Hırsızlar karanlıkta evleri deler,
Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler.
17 Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların,
Karanlığın dehşetiyle dostturlar.
18 ‹‹Diyorsunuz ki, ‹Suyun üstündeki köpüktür onlar,
Lanetlidir ülkedeki payları,
Kimse bağlara gitmez.
19 Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibi
Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür.
20 Rahim onları unutacak,
Kurtlara yem olacak,
Bir daha anılmayacaklar.
Haksızlık bir ağaç gibi kırılacak.
21 Onlar çocuğu olmayan kısır kadınları yolar,
Dul kadına iyilik etmezler.
22 Tanrı, gücüyle zorbaları yok eder,
Harekete geçince zorbaların yaşama umudu kalmaz.
23 Tanrı onlara güven verir, Ona güvenirler,
Ama gözü yürüdükleri yoldadır.
24 Kısa süre yükselir, sonra yok olurlar,
Düşerler, tıpkı ötekiler gibi alınıp götürülür,
Başak başı gibi kesilirler.›
25 ‹‹Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir,
Söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?››

1. Ridout, Job, s.124.

2. Andersen, Job, s.213.

3. A.g.e.