13:1-19 Eyüp, kendisini eleştirenleri paylar. Yeni olan hiçbir şey söylememişlerdir. Davasını, bu yalancı ve sahtekârlara, değersiz hekimlere götürmek yerine Tanrı’yla tartışmak ister. Eğer sessiz kalsalardı, insanlar onların bilge olduğunu düşünecekti. Tanrı’nın eylemi hakkındaki açıklamaları gerçek değildi; bu konuda Tanrı’ya karşı sorumlu olacaklardı. Düşünceleri güçsüz ve yararsızdı. Yalnızca sessiz kalsalardı, davasını Tanrı’yla tartışacak ve yaşamını O’nun ellerine teslim edecekti. Haklı çıkartılacağından emindi, ama Tanrı onu yok etse bile o, Tanrı’ya güvenmeye devam edecekti. 13:20-28 13:20’den 14:22’ye kadar, Eyüp doğrudan Tanrı’ya hitap eder. Sıkıntıdan kurtarılması için yalvarır ve Tanrı’nın kendisine neden bu denli sert davrandığına dair O’ndan açıklama ister. Çürük bir şey gibi, güvenin yediği bir giysi gibidir. Tanrı tarafından bu kadar önemsenebileceğini düşünememektedir. Francis Andersen, Eyüp’ün bu sözlerini şöyle değerlendirir:
|
Kutsal Kitap
1 ‹‹İşte, gözlerim her şeyi gördü, |
1. Francis I. Andersen, Job: An Introduction and Commentary, s.163.