Elçilerin İşleri 12

12
Elçilerin Bölüm 12

C. Hirodes’in Baskısı ve Ölümü (12:1-23)

12:1,2   Şeytan’ın inanlılar topluluğu üzerindeki amansız saldırıları devam etti. Bu sefer baskı kral Hirodes’ten geldi. Bu, Büyük Hirodes’in torunu 1. Hirodes Agripa idi. Roma İmparatoru Klavdius tarafından Yahudiye’ye kral olarak atandı. Musa’nın Yasasına dikkat eden biri olarak Yahudileri memnun etmek için her çareye başvurdu. Bu siyaseti uygularken, inanlılar topluluğundan bazı kişileri sıkıştırdı ve Yuhanna’nın kardeşi Yakup’u kılıçla öldürttü.

Yakup, Rabbimizin dağda görünümü değiştiğinde, Petrus ve Yuhanna’yla beraber olan öğrenciydi ve iki oğlunun, Mesih’in egemenliğinde O’nun yanında oturmalarını rica etmiş olan da onun annesiydi.

Bu bölüm, Tanrı’nın, halkıyla ilgili olarak izlediği yolların ilginç bir çalışmasını sergiler. Yakup düşman tarafından öldürülürken, Petrus mucizevi bir şekilde kurtarıldı. İnsan mantığı Petrus’a niçin böyle bir ayrıcalığın gösterildiğini sorar. İman, Tanrı’nın sevgi ve hikmetine bağlıdır ve şunu bilir:

Tanrı’nın bereketlediği kötülük iyiliğimiz
Ve bereketlemediği iyilik kötülüğümüzdür.
Eğer O’nun isteği ise
En yanlış gözükenler doğrudur.
   Frederick W. Faber

12:3,4   Yahudiler, Yakup’un öldürülmesini o kadar büyük bir sevinçle karşıladılar ki, Hirodes aynısını Petrus’a da yapmak için cesaret buldu. Ne var ki, Mayasız Ekmek Bayramıydı ve dini bayramlarda öldürmek pek uygun görülmüyordu. Hem de Yahudiler bu iyiliği takdir edemeyecek kadar törenleriyle meşgul olacaklardı. Bundan dolayı Hirodes, bayram süresince Petrus’un hapsedilmesini buyurdu. Elçi, dörder kişilik dört takım askerin, yani on altı askerin gözetimi altındaydı.

12:5   Zihinlerinde Yakup’un ölümünü tüm canlılığıyla yaşayan Yeruşalimdeki inanlılar topluluğu, Petrus için hararetle dua etti. G.C. Morgan, “İçten ve sürekli duanın gücü, Hirodes’ten ve cehennemden daha güçlüydü” diye yorumlar.

12:6-11   Petrus, Hirodes’in kendisini yargılamayı planladığı …gece iki askerin arasında kelepçeli olarak uyuyordu. Biri onun uykusunu, imanın bir zaferi olarak adlandırmıştır. Rab’bin yaşlı bir adam oluncaya kadar yaşayacağı vaadini, anımsamış olsa gerek (Yu.21:18), Hirodes’in onu zamanından önce öldüremeyeceğini biliyordu. Birdenbire Rab’bin bir meleği göründü ve hücre ışıkla doldu. Melek, Petrus’un böğrüne dokunup hemen kalkmasını buyurdu.

O anda zincirler bileklerinden düştü. Melek, sonra kısa ve kesin cümlelerle, Petrus’a giyinmesini, abasını ve çarıklarını giymesini ve onu izlemesini söyledi. Petrus, şaşkınlık içinde olmasına rağmen, meleği hapishanenin birinci ve ikinci nöbetçisini geçerek izledi. Demir kapıya gelince, kapı sanki elektrikli bir göz tarafından otomatik olarak açıldı. Kentte bir sokak boyunca yürüdükten sonra melek kayboldu ve Petrus kendine gelip olanların bir rüya olmadığını, Rab’bin kendisini mucizevi bir şekilde Hirodes’in ve Yahudilerin elinden kurtarmış olduğunu anladı.

12:12   Petrus, düşünmek için durunca, öğrencilerin Markos diye tanınan Yuhanna’nın annesi Meryem’in evinde dua ediyor olduklarını anladı. Petrus’un hapisten kaçışı muhtemelen sabahın erken saatlerinde gerçekleşmiş olduğundan, dua toplantısı tüm gece sürmüş olmalı.

12:13-15   Petrus, dış kapıyı çalıp bekledi. Roda adlı (Grekçe Rose) bir kız kapıya bakmaya gitti, ama Petrus’un sesini tanıyınca o kadar heyecanlandı ki, kapıyı açmadı! Dua edenlere müjdeyi vermek için içeri koştu. Onun çıldırmış olduğunu düşündüler ve bunu söylemekte tereddüt de etmediler. Ama kız elçinin kapıda olduğunda ısrar etti. “Onun meleği olmalı” dediler, ama kız Petrus’un kendisi olduğunu söyledi.

Bu imanlılar, sık sık, kuşkuyla edilen dualarından dolayı azarlanmışlardır; aslında dualarına yanıt verildiğinde şaşırdılar. Ancak böyle bir eleştiri muhtemelen sinirli öz bilincimizden kaynaklanır. Başkalarını azarlamak yerine, Tanrı’nın böyle imansız dualara yanıt vermesinden teselli bulmalıyız. Hepimizde inanmayan imanlılar olmaya karşı eğilim vardır.

12:16,17   Bu arada Petrus kapıda durup kapıyı çalmaya devam etti. Sonunda kapıyı açtılar da içeri girdi, hepsinin kuşkusu yok oldu ve sevinç çığlıkları attılar. Hemen onları sakinleştirip mucizevi kurtuluşunu kısaca anlattı ve haberi Yakup’la (herhalde Alfay’ın oğlu) öbür kardeşlere iletmelerini rica edip oradan ayrıldı. Petrus’un gittiği yeri bilmemiz mümkün değil.

12:18,19   Talihsiz askerler, sabahleyin Petrus’u göremeyince büyük bir telaşa kapıldılar. Yenilgi Hirodes için de ağır bir tecrübe oldu. Askerlerin söyleyebildikleri hiç de inandırıcı değildi. Aslında tanıklıklarının yetersizliği, kralı daha da kızdırmış olabilir. Bundan dolayı onların idam edilmelerini buyurdu. Sonra da kırılan gururunun iyileşmesi için Sezariye’ye gitti.

12:20   Hirodes, bilinmeyen bazı nedenlerleAkdeniz’deki iki önemli liman olan Sur ve Sayda halklarına ateş püskürüyordu. Bu kentlerdeki halk, onun Sezariye’deki tatilinden yararlanıp sevgisini kazanmaya çalıştılar, çünkü Yahudiye’den ithal edilen yiyeceklere bağlıydılar. Bu nedenle kralın baş danışmanı Vilastos’la dost olup, onun aracılığıyla diplomatik ilişkilerin düzeltilmesini rica ettiler.

12:21-23   Bir gün Hirodes, krallık giysileri içinde halka hitap etti. Halk, “Bu bir insanın sesi değil, bir ilahın sesidir!” diye taşkınlıkta bulundu. Böylesine tanrısal bir onuru reddetmek ya da yüceliği Tanrı’ya vermek için hiç çaba göstermedi. Bu nedenle, Rab’bin bir meleği onu korkunç bir hastalıkla vurdu ve can verdi. Bu olay İ.S. 44’de gerçekleşti.

Böylece, Yahudileri memnun etmek için Yakup’u öldürtmüş olan Hirodes, hem bedeni, hem de canı cehennemde mahvetmeye gücü Olan’ın elinde kendisi öldü. Hirodes ektiğini biçti.

Ç. Pavlus’un İlk Müjde Yayma Yolculuğu: Galatya (12:24 – 14:28)

12:24   Bu sırada Tanrı’nın sözü, devamlı yayılıyordu. Tanrı, insanın gazabını, kendisine hamt haline dönüştürür ve gazabından artanını da bağlar (Mez. 76:10). Halkların tasarılarını boşa çıkarır. Ama RAB’bin planları sonsuza dek sürer (Mez.33:10,11).

12:25   Antakya’dan getirdikleri armağanı vererek Yeruşalim’deki görevlerini tamamlayan Barnaba’yla Saul, Barnaba’nın yeğeni ve sonradan İncil’in ikinci kitabını yazan, Markos’u da yanlarına alarak Antakya’ya 1döndüler.

Barnaba’yla Saul’un Yakup’un ölümü, Petrus’un hapse atılması ya da Hirodes’in ölümü sırasında Yeruşalim’de olup olmadıklarını bilmeye imkân yok.

Birçok Kutsal Kitap yorumcusu 13. bölümün farklılığını hisseder. Kimisi, Elçilerin İşleri kitabının 2. bölümü diyecek kadar ileri gider. Elçi Pavlus, artık kesinlikle ön plana çıkmıştır ve Suriye’deki Antakya, Tanrı’nın sözünün diğer uluslara yansıdığı merkez olur.

 

Kutsal Kitap

1 O sırada kral Hirodes*, kiliseden* bazı kişilere eziyet etmeye başladı.
2 Yuhanna’nın kardeşi Yakup’u kılıçla öldürttü.
3 Yahudiler’in bundan memnun kaldığını görünce ardından Petrus’u da yakalattı. Bunu, Mayasız Ekmek Bayramı* sırasında yaptı.
4 Petrus’u tutuklatıp hapse attırdı ve dörder kişilik dört takım askerin gözetimine teslim etti. Fısıh Bayramı’ndan* sonra onu halkın önünde yargılamak niyetindeydi.
5 Bu nedenle Petrus hapiste tutuldu. Ama inanlılar topluluğu* onun için Tanrı’ya hararetle dua ediyordu.
6 Petrus, Hirodes’in kendisini yargılayacağı günden önceki gece, çift zincirle bağlı olarak iki askerin arasında uyuyordu. Kapıda duran nöbetçiler de zindanın güvenliğini sağlıyordu.
7 Birdenbire Rab’bin bir meleği göründü ve hücrede bir ışık parladı. Melek, Petrus’un böğrüne dokunup onu uyandırdı. “Çabuk, kalk!” dedi. O anda zincirler Petrus’un bileklerinden düştü.
8 Melek ona, “Kuşağını bağla, çarıklarını giy” dedi. Petrus da söyleneni yaptı. “Abanı giy, beni izle” dedi melek.
9 Petrus onu izleyerek dışarı çıktı. Ama meleğin yaptığının gerçek olduğunu anlamıyor, bir görüm gördüğünü sanıyordu.
10 Birinci ve ikinci nöbetçiyi geçerek kente açılan demir kapıya geldiler. Kapı, önlerinde kendiliğinden açıldı. Dışarı çıkıp bir sokak boyunca yürüdüler, sonra melek ansızın Petrus’un yanından ayrıldı.
11 O zaman kendine gelen Petrus, “Rab’bin bana meleğini gönderdiğini şimdi gerçekten anlıyorum” dedi. “O beni Hirodes’in elinden ve Yahudi halkının uğrayacağımı umduğu bütün belalardan kurtardı.”
12 Petrus olanların farkına varınca Markos diye tanınan Yuhanna’nın annesi Meryem’in evine gitti. Orada birçok kişi toplanmış dua ediyordu.
13 Petrus’un dış kapıyı çalması üzerine Roda adlı bir hizmetçi kız kapıya bakmaya gitti.
14 Petrus’un sesini tanıyan kız, sevincinden kapıyı açmadan tekrar içeri koşarak, “Petrus kapıda duruyor!” diye haber verdi.
15 “Çıldırmışsın sen!” dediler ona. Ama kız üsteleyince, “Onun meleği olmalı” dediler.
16 Petrus ise kapıyı çalmaya devam etti. Kapıyı açıp onu görünce şaşıp kaldılar.
17 Petrus, eliyle susmalarını işaret ederek Rab’bin onu zindandan nasıl çıkardığını anlattı. Sonra, “Bu haberleri Yakup’la öbür kardeşlere iletin” diyerek oradan ayrılıp başka bir yere gitti.
18 Askerler sabahleyin büyük bir telaşa kapıldılar. Birbirlerine, “Petrus’a ne oldu?” diye sordular.
19 Hirodes onu arattı, bulamayınca da nöbetçileri sorguya çekti ve idam edilmeleri için buyruk verdi. Bundan sonra Hirodes, Yahudiye’den Sezariye’ye gidip bir süre orada kaldı.
20 Bu arada Sur ve Sayda halklarına ateş püskürüyordu. Bunlar birleşip kendisiyle görüşmeye geldiler. Önce kralın başdanışmanı Vlastus’u kendi taraflarına çekerek barış isteğinde bulundular. Çünkü kendi ülkelerinin gereksindiği yiyecekler kralın ülkesinden sağlanıyordu.
21 Belirlenen günde krallık giysilerini giyen Hirodes tahtına oturarak halka bir konuşma yaptı.
22 Halk, “Bu bir insanın sesi değil, bir ilahın sesidir!” diye bağırıyordu.
23 O anda Rab’bin bir meleği Hirodes’i vurdu. Çünkü Tanrı’ya ait olan yüceliği kendine mal etmişti. İçi kurtlarca kemirilerek can verdi.
24 Tanrı’nın sözü ise yayılıyor, etkisini artırıyordu.
25 Görevlerini tamamlayan Barnaba’yla Saul, Markos diye tanınan Yuhanna’yı yanlarına alarak Yeruşalim’den döndüler.

1.İskenderiye kaynaklı metnin ve el yazması metinlerin çoğu “Yeruşalim’e” der. Barnaba’yla Saul, 13:1’de yine Antakya’da olduklarından, kopya edenin “Yeruşalim’den” şeklinde düzeltmiş olması mümkündür.