Çölde Sayım 14

14:1-10   Bütün topluluk, Musa ve Harun’a karşı acı acı söylenmeye başladı. Vaat edilen ülkede öldürülmek üzere Mısır’dan kurtarıldıklarını söyleyerek Rab’bi suçladılar ve kendilerini Mısır’a geri götürecek yeni bir önder seçmek istediler (1-3. ayetler). Yeşu ve Kalev, halka, düşmana karşı zafer kazanacaklarını söylemek istediler, ama İsrailliler onları taşa tutmayı düşünüyorlardı (6-10. ayetler).

3 ve 4. ayetler imansızlığın akılsızlığını gösterir. Mısır’a geri dönmek! Tanrıları tarafından harap edilen bir ülkeye geri dönmek! İlk doğan oğulları için hâlâ yas tutan bir ülkeye geri dönmek! Mısır’dan çıktıkları gece yağmaladıkları

ülkeye geri dönmek! Kendilerini kovalayan Mısır ordusunun boğulduğu Kızıldeniz’e geri dönmek! Firavun onları nasıl karşılayacaktı? Yine de bu düşünceleri kendilerine, onları Kenan’da zafere götüren Tanrı’ya güvenmekten daha güvenli görünüyordu. Yehova Mısır’ı vurmuş, denizi ikiye ayırmış, onları gökten inen ekmekle beslemiş, çölde yönlendirmişti. Yine de Tanrı’nın birkaç devi yenecek gücü olduğuna hâlâ güvenemiyorlardı! Eylemleri, Tanrı’ya ilişkin düşüncelerini açıkça göstermekteydi. Tanrı’nın gücünden kuşkulanıyorlardı; Rab gerçekten devlerle başa çıkabilir miydi? Bir yıl önce kendilerine açıklanan Yehova’nın doğasını ve yollarını kavrayamıyorlardı. Tanrı’ya ilişkin yanlış bir kavram, burada acıklı bir şekilde resmedildiği gibi, bir kişiyi ya da tüm ulusu mahvedebilir.

14:11-19   Rab, Yahudiler’i, onları terk etmek ve Musa’nın soyundan yeni bir ulus meydana getirmekle tehdit etti (11,12. ayetler). Ama Musa Rab’be, diğer ulusların Rab’bin kendi halkını vaat edilen ülkeye getirmeye gücü yetmediğini söyleyeceklerini hatırlatarak İsrail halkı için aracılık etti (13-19. ayetler). Söz konusu olan Tanrı’nın onuruydu ve Musa bu konu üzerinde durdu. Mısırdan Çıkış 34:6,7’de Rab Musa’ya kendisini açıklamıştı. 18. ayette Musa, duasının temelini, Tanrı’nın kendisini tanımladığı sözcüklere dayandırır. Musa’nın Tanrı bilgisi, halkın Tanrı bilgisinden ne kadar farklıdır! Musa’nın Tanrı’ya ilişkin bilgisi, Tanrı açıklamasına bağlıdır; halk ise, Tanrı’ya ilişkin insan düşüncesini temel alır.

14:20-35   Tanrı, halkı yok etmeyeceğini söylemesine rağmen, yirmi yaşında ve üzerindeki Mısır’dan gelen, savaşabilecek her adamın çölde öleceğini söyledi (Say.26:64,65; Yas.2:14). Yalnızca Yeşu ve Kalev vaat edilen ülkeye gireceklerdi. Halk, imansız kuşak ölünceye kadar kırk yıl süreyle çölde kalacaktı. Oğullar, babalarının sadakatsizliği yüzünden sıkıntı çekeceklerdi (33. ayet). Ama kırk yıl sonra vaat edilen ülkeye girmelerine izin verilecekti. Süre kırk yıldı, çünkü casuslar vaat edilen ülkede araştırma yaparken kırk gün kalmışlardı (34. ayet). Kırk yıl yuvarlak bir rakamdır, aslında bu süre yaklaşık otuz sekiz yıldı. İsrail Mısır’dan ayrıldıktan sonra, Kenan ülkesine varıncaya kadar kırk yıl geçmişti. Halk, Tanrı’nın kendisine vermek istediği iyiliği reddetti, bu nedenle yaptıkları yanlışların sıkıntısına katlanacaklardı. Ama ülkeye giremeyecekleri gerçeği sonsuza kadar kayboldukları anlamına gelmez. Pek çoğu, itaatsizlikleri nedeniyle, bu yaşamda Rab tarafından verilen cezanın sıkıntısını çekmelerine rağmen, Rab’be iman aracılığıyla kurtuldular.

İsrailliler’in çöldeki yolculukları sırasında izledikleri yöne ilişkin kesin bir bilgi yoktur. Konakladıkları her yerde ne kadar süreyle kaldıkları da belirsizdir. Bazı kişiler, örneğin Kadeş’te otuz dokuz yıl ve Kızıldeniz’in kenarına güneye yapılan yolculukta ise, bir yıl geçtiği düşüncesindedirler. Kızıldeniz, bugün Akabe Körfezi olarak bilinir. Sina ve Moav ovaları arasındaki yolculuk rotasında bulunan yerlerin çoğunun adları değişmiştir.

21. ayetteki Rab’bin yüceliği, Adil Yargıç olarak görkemine işaret eder; İsrail halkının itaatsizliğini cezalandırmaktadır. İsrailliler Tanrı’yı on kez denemişlerdi (22. ayet). Bu denemeler aşağıda belirtildiği gibidir: Kızıldeniz’de (Çık.14:11,12), Mara’da (Çık.15:23), Zin Çölü’nde (Çık.16:2), man konusundaki iki başkaldırı (Çık.16:20,27), Refidim’de (Çık.17:1), Horev’de (Çık.32:7), Tavera’da (Say.11:1), Kivrot-Hattaava’da (Say.11:4) ve Kadeş’te (casusların verdikleri bilgi nedeniyle yakınmak – Say.14).

Mısır’dan çıkan savaşçı 603.550 erkekten yalnızca Yeşu ve Kalev ülkeye girdi (29,30. ayetler; Yas.2:14).

14:36-38   Kötü haber getiren imansız on casus, Rab’bin önünde ölümcül hastalıktan öldüler, ama Yeşu ve Kalev hayatta kaldı.

14:39-45   Uğradıkları yargıyı duyan halk, Musa’ya, Tanrı’ya itaat edeceklerini ve ülkeye gireceklerini söylediler (40. ayet). Ama Musa onlara, artık çok geç olduğunu, Rab’bin kendilerinden ayrıldığını ve eğer ülkeye girme girişiminde bulunurlarsa bozguna uğratılacaklarını bildirdi. Musa’nın öğüdünü dinlemediler, dağlık bölgenin tepesine çıktılar ve orada yaşayan halk tarafından saldırıya uğradılar ve ülkede yaşayan bazı tanrısız kişiler tarafından kovalandılar (45. ayet).

 

Kutsal Kitap

1 O gece bütün topluluk yüksek sesle bağrışıp ağladı.
2 Bütün İsrail halkı Musayla Haruna karşı söylenmeye başladı. Onlara, ‹‹Keşke Mısırda ya da bu çölde ölseydik!›› dediler,
3 ‹‹RAB neden bizi bu ülkeye götürüyor? Kılıçtan geçirilelim diye mi? Karılarımız, çocuklarımız tutsak edilecek. Mısıra dönmek bizim için daha iyi değil mi?››
4 Sonra birbirlerine, ‹‹Kendimize bir önder seçip Mısıra dönelim›› dediler.
5 Bunun üzerine Musayla Harun İsrail topluluğunun önünde yüzüstü yere kapandılar.
6 Ülkeyi araştıranlardan Nun oğlu Yeşuyla Yefunne oğlu Kalev giysilerini yırttılar.
7 Sonra bütün İsrail topluluğuna şöyle dediler: ‹‹İçinden geçip araştırdığımız ülke çok iyi bir ülkedir.
8 Eğer RAB bizden hoşnut kalırsa, süt ve bal akan o ülkeye bizi götürecek ve orayı bize verecektir.
9 Ancak RABbe karşı gelmeyin. Orada yaşayan halktan korkmayın. Onları ekmek yer gibi yiyip bitireceğiz. Koruyucuları onları bırakıp gitti. Ama RAB bizimledir. Onlardan korkmayın!››
10 Topluluk onları taşa tutmayı düşünürken, ansızın RABbin görkemi Buluşma Çadırında bütün İsrail halkına göründü.
11 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Ne zamana dek bu halk bana saygısızlık edecek? Onlara gösterdiğim bunca belirtiye karşın, ne zamana dek bana iman etmeyecekler?
12 Onları salgın hastalıkla cezalandıracağım, mirastan yoksun bırakacağım. Ama seni onlardan daha büyük, daha güçlü bir ulus kılacağım.››
13 Musa, ‹‹Mısırlılar bunu duyacak›› diye karşılık verdi, ‹‹Çünkü bu halkı gücünle onların arasından sen çıkardın.
14 Kenan topraklarında yaşayan halka bunu anlatacaklar. Ya RAB, bu halkın arasında olduğunu, onlarla yüz yüze görüştüğünü, bulutunun onların üzerinde durduğunu, gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu içinde onlara yol gösterdiğini duymuşlar.
15-16 Eğer bu halkı bir insanmış gibi yok edersen, senin ününü duymuş olan bu uluslar, ‹RAB ant içerek söz verdiği ülkeye bu halkı götüremediği için onları çölde yok etti› diyecekler.
17 ‹‹Şimdi gücünü göster, ya Rab. Demiştin ki,
18 ‹RAB tez öfkelenmez, sevgisi engindir, suçu ve isyanı bağışlar. Ancak suçluyu cezasız bırakmaz; babaların işlediği suçun hesabını üçüncü, dördüncü kuşak çocuklarından sorar.›
19 Mısırdan çıkışlarından bugüne dek bu halkı nasıl bağışladıysan, büyük sevgin uyarınca onların suçunu bağışla.››
20 RAB, ‹‹Dileğin üzerine onları bağışladım›› diye yanıtladı,
21 ‹‹Ne var ki, varlığım ve yeryüzünü dolduran yüceliğim adına ant içerim ki,
22 yüceliğimi, Mısırda ve çölde gösterdiğim belirtileri görüp de beni on kez sınayan, sözümü dinlemeyen bu kişilerden hiçbiri
23 atalarına ant içerek söz verdiğim ülkeyi görmeyecek. Beni küçümseyenlerden hiçbiri orayı görmeyecek.
24 Ama kulum Kalevde başka bir ruh var, o bütün yüreğiyle ardımca yürüdü. Araştırmak için gittiği ülkeye onu götüreceğim, onun soyu orayı miras alacak.
25 Amaleklilerle Kenanlılar ovada yaşıyorlar. Siz yarın geri dönün, Kızıldeniz yolundan çöle gidin.››
26-27 RAB Musayla Haruna da, ‹‹Bu kötü topluluk ne zamana dek bana söylenecek?›› dedi, ‹‹Bana söylenen İsrail halkının yakınmalarını duydum.
28 Onlara RAB şöyle diyor de: ‹Varlığım adına ant içerim ki, söylediklerinizin aynısını size yapacağım:
29 Cesetleriniz bu çöle serilecek. Bana söylenen, yirmi ve daha yukarı yaşta sayılan herkes çölde ölecek.
30 Sizi yerleştireceğime ant içtiğim ülkeye Yefunne oğlu Kalevle Nun oğlu Yeşudan başkası girmeyecek.
31 Ama tutsak edilecek dediğiniz çocuklarınızı oraya, sizin reddettiğiniz ülkeye götüreceğim; orayı tanıyacaklar.
32 Size gelince, cesetleriniz bu çöle serilecek.
33 Çocuklarınız, hepiniz ölünceye dek kırk yıl çölde çobanlık edecek ve sizin sadakatsizliğiniz yüzünden sıkıntı çekecekler.
34 Ülkeyi araştırdığınız günler kadar -kırk gün, her gün için bir yıldan kırk yıl- suçunuzun cezasını çekeceksiniz. Sizden yüz çevirdiğimi bileceksiniz!›
35 Ben RAB söyledim; bana karşı toplanan bu kötü topluluğa bunları gerçekten yapacağım. Bu çölde yıkıma uğrayacak, burada ölecekler.››
36 Musanın ülkeyi araştırmak üzere gönderdiği adamlar geri dönüp ülke hakkında kötü haber yayarak bütün topluluğun RABbe söylenmesine neden oldular.
37 Ülke hakkında kötü haber yayan bu adamlar RABbin önünde ölümcül hastalıktan öldüler.
38 Ülkeyi araştırmak üzere gidenlerden yalnız Nun oğlu Yeşuyla Yefunne oğlu Kalev sağ kaldı.
39 Musa bu sözleri İsrail halkına bildirince, halk yasa büründü.
40 Sabah erkenden kalkıp dağın tepesine çıktılar. ‹‹Günah işledik›› dediler, ‹‹Ama RABbin söz verdiği yere çıkmaya hazırız.››
41 Bunun üzerine Musa, ‹‹Neden RABbin buyruğuna karşı geliyorsunuz?›› dedi, ‹‹Bunu başaramazsınız.
42 Savaşa gitmeyin, çünkü RAB sizinle olmayacak. Düşmanlarınızın önünde yenilgiye uğrayacaksınız.
43 Amaleklilerle Kenanlılar sizinle orada karşılaşacak ve sizi kılıçtan geçirecekler. Çünkü RABbin ardınca gitmekten vazgeçtiniz. RAB de sizinle olmayacak.››
44 Öyleyken, kendilerine güvenerek dağlık bölgenin tepesine çıktılar. RABbin Antlaşma Sandığı da Musa da ordugahta kaldı.
45 Dağlık bölgede yaşayan Amalekliler’le Kenanlılar üzerlerine saldırdılar, Horma Kenti’ne dek onları kovalayıp bozguna uğrattılar.