29 Temmuz

“Kötülere yardım edip Rabden nefret edenleri mi sevmen gerekir?
Bunun için Rabbin öfkesi senin üstünde olacak.” (2.Tarihler 19:2)

Kral Yehoşafat Suriyelilere karşı yapılan savaşta kötü kral Ahav’ın yanında yer aldı. Bu tutumu nerede ise yaşamına mal olacak kutsal olmayan bir ittifak idi. Suriyeliler Ahav’ı Yehoşafat sandılar ve hatalarının farkına vardıkları anda tam Yehoşafat’ı öldürmek üzere idiler. Yehoşafat Tanrıya yakardı ve öldürülmekten kurtuldu, ama peygamber Yehu’dan iğneleyici bir azar işitmekten kurtulamadı. Tanrı, Halkı Kendisinden nefret edenleri sevdiği zaman ve kötülere yardım ettiği zaman, kızar.

Böyle bir durum bu gün nerede meydana gelir? Ağızları ile imanlarını ikrar eden müjdeci Hıristiyanlar büyük dini seferlerde beyanda bulunan özgürlük yanlıları ile bir araya geldikleri zaman, böyle bir durum ortaya çıkar. Bu özgürlük yanlıları Hıristiyan imanının büyük temel öğretişlerini inkar ederler. Kutsal Yazıların otoritesini kuşkuları ve inkarları ile yok etmeye çalışırlar. Hıristiyan konumunda görünmelerine rağmen, aslında Mesipin Çarmıhının düşmanlarıdırlar. Tanrıları mideleridir. Ayıpları ile övünürler. Ve yalnız bu dünyayı düşünürler (Filipeliler 3:18,19). Mesihin davasının onların hor görmeleri yüzünden yararlı olması mümkün değildir. Bu şekilde Mesihin davası yalnızca acı çekecektir.

Evrensel kilise akımı momentum kazanır iken, Kutsal Kitap’a inanan Hıristiyanlar Hıristiyanlığın içindeki Tanrıya karşı olan her kötü unsur ile birlikte yakın saflarda giderek artan bir baskı ile karşı karşıya kalacaklardır. Bunu reddettikleri takdirde, kendileri ile alay edilecek, küçük görülecekler ve özgürlükleri engellenecektir. Ama Mesih’e olan sadakatları onların ayrı bir yolda yürümelerini gerektirecektir.

Tüm yaraların içindeki en kötü yaralardan biri, gerçek Hıristiyanlar kötüler ile birlikte iş birliği yapmayı reddeden kardeşlerini küçük görmeleridir. Hıristiyan önderlerin, dini konularda aşırı tutucu kişilere (fundamentalistlere) hücum eder iken, modern görüş yanlılarından takdir ile söz etmeleri bilinen bir konudur. Liberal bilim adamlarına dalkavukluk ederler, liberal yazarları onaylayarak onlardan alıntılar yaparlar ve liberallerin sapkınlıklarına sevecen bir hoşgörü gösterirler. Bu Hıristiyan önderlerin doğrular ve kötüler arasında açık seçik sınırlar çekmek isteyen dini konulardaki aşırı tutucu kardeşlerine alaycı hakaretlerden başka verecekleri bir şey yoktur.

Tanrı düşmanlarının iyiliği için dalkavukluk etmek ya da onların yardımını istemek bir politika ya da ihanettir. Mesih’e sadakat O’nun ödün vermeyen izleyicileri ile birlikte düşmana karşı durmayı talep eder.