29 Ocak

“Evet Baba, senin isteğin buydu.” (Matta 11:26)

Hemen hemen herkesin yaşamında asla kendisinin seçmemiş olduğu, kurtulmak istediği, ama yine de asla değiştirilemeyen şeyler vardır. Fiziksel noksanlıklar ya da normal olmayan gariplikler gibi. Ya da sorun kronik ve bizi rahat bırakmayan bir hastalık olabilir. Ya da davet edilmemiş bir misafir gibi rahatsız eden bir gerginlik ve duygusal bir düzensizlik söz konusu olabilir.

Eğer şöyle ya da böyle olsa idi diye hayal edilerek yenilgi içinde yaşanan öylesine çok yaşam vardır ki; keşke daha uzun boylu olsalardı, keşke daha güzel olsalardı, keşke farklı bir ailede, ırkta ya da hatta farklı bir cinsiyette doğmuş olsalardı, keşke atletizm dalında üstün olacak şekilde yaratılmış olsalardı. Keşke mükemmel bir sağlığa sahip olsalardı.

Bu kişilerin öğrenmeleri gereken ders, değiştirilemeyecek olanı kabul ettikleri zaman huzur bulacak olmalarıdır. Her ne isek, Tanrının lütfu sayesinde böyleyizdir. Tanrı yaşamlarımızı sınırsız sevgisi ve sınırsız bilgeliği ile planladı. Eğer biz de O’nun görebildiği gibi görebilse idik, o zaman biz de her şeyi tam olarak O’nun planladığı şekilde düzenlerdik. Bu nedenle, şöyle diyebilmemiz gerekir:

“ böyle de olsa razıyız Baba, çünkü bu senin gözünde iyi olan idi.”

Ama bundan ilerde olan bir adım vardır. Bu şeyleri alçakgönüllü bir teslimiyet içinde kabul etmememiz gerekir. Bunlara bir sevgi Tanrısı tarafından izin verildiğini bildiğimiz zaman, onları bir övgü ve sevinç nedeni haline getirebiliriz. Pavlus, bedenindeki dikenin ondan uzaklaştırılması için üç kez dua etti. Rab, ona bu dikene katlanabilmesi için lütuf vaat ettiği zaman, elçi şöyle dedi:

“Mesih’in gücü içimde bulunsun diye güçsüzlüklerim ile sevinerek daha çok övüneceğim” (2.Korintliler 12:9).

Yaşamda, görünürde bize karşıt durumlar içinde kaldığımızda sevinebildiğimiz ve onları Tanrıyı yüceltme araçları olarak kullandığımız zaman, bunun ruhsal olgunluk belirtilerinden biri olduğunu görürüz. Fanny Crosby bu dersi yaşamının erken döneminde öğrendi. Yalnızca sekiz yaşında olan bu gözleri görmeyen şair kız şu dizeleri yazdı:

Ah, her ne kadar gözlerim görmüyor olsa da,
Ben ne kadar mutlu bir çocuğum!
Bu dünyada hoşnut olarak yaşamaya kararlıyım.
Diğer insanların tadını çıkartamadıkları ne kadar çok bereketten zevk alıyorum!
Benim gözlerim görmüyor diye sen istersen ağla ve içini çek,
Ben ağlamayacak ve iç çekmeyeceğim!