6 Mayıs

“Ben Saul’un İsrail kralı olmasını reddettim diye sen 
daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?” (1.Samuel 16:1)

Yaşamda geçmiş ile ilgili yas tutmaktan vazgeçmemiz ve bu günün işine devam etmemiz gereken bir zaman gelir.

Tanrı, Saul’ü krallıktan reddetmişti. Ve bu kararı nihai ve geri dönülmez idi. Ancak Samuel bu durumu kabul etmekte güçlük çekiyordu.Saul ile yakın bir ilişki kurmuştu ve şimdi onun umutlarının yerine gelmediğini görerek ağlıyordu. Asla tazmin edilemeyecek olan bir kayıp için yas tutmaya devam etti. Ve Tanrı ona şu sözleri söyledi:

“Yas tutup üzülmekten vazgeç. Git ve Saul’den sonra kral olacak kişiyi meshet. Benim planım başarısızlığa uğramadı. Ben, İsrail’in tarih sahnesine adım atacak olan Saul’den daha iyi bir adama sahibim.”

Samuel’in bu dersi yalnızca kendisi için öğrenmediğini ama aynı zamanda kral olarak  Saul’ün yerine geçen Davut’a da bu aynı dersi verdiğini düşünmekten hoşlanırız. Davut, her durumda bu dersi iyi öğrendiğini gösterdi. Bebeği ölmek üzere olduğu sırada oruç tuttu ve yasa büründü; böyle yaptığı zaman Tanrının, oğlunu esirgeyeceğini düşünüyordu. Ama bebek öldüğü zaman banyo yaptı, giysilerini değiştirdi, tapınmak için tapınağa gitti ve sonra da yemek yedi. Onun gerçekçiliğini sorgulayan kişilere ise şöyle dedi:

“Ama şimdi çocuk öldü. Artık neden oruç tutayım? Onu geri getirebilir miyim ki? Ben onun yanına gideceğim,ama o bana geri dönmeyecek.” (2.Samuel 12:23)

Bu sözler Hıristiyan yaşam ve hizmetimiz için işitmemiz gereken önemli sözlerdir. Bazen bir hizmet bizden geri alınabilir ve bir başkasına verilebilir. Bir hizmetin giriş ya da çıkış yolu nedeni ile keder duyabiliriz.

Bir dostluk ya da bir ortaklık bozulabilir ve böyle bir olayın sonucu olarak yaşam boş ve dümdüz görünebilir. Ya da çok sevdiğimiz biri bizi çok zalim bir şekilde hayal kırıklığına uğratmış olabilir. Böyle değer verdiğimiz bir ilişkinin ölmesinin yasını tutabiliriz.

Ya da ömür boyu hayalini kurduğumuz bir şey paramparça olmuş olabilir ya da bazı isteklerimiz yerine gelmeyebilir. Soylu bir amaç ya da vizyonun ölümünün yasını tutabiliriz.

Yas tutmak konusunda hatalı ya da yanlış olan hiç bir şey yoktur. Ama bu yasın yaşadığımız günün meydan okumalarına karşı etkin olmamızı sakatlayacak derecede uzatılmaması gerekir. E.Stanley Jones yaşamın kederlerinden ve darbelerinden “bir saat içinde” kurtulmak için kararlı olduğunu söyledi. Çoğumuz için bir saat yeterli olmayabilir, ama değiştirilemeyecek olan koşullar için sonsuza kadar teselli kabul etmez bir şekilde davranmamamız gerekir.