10 Mayıs

“… şeytanın düzenlerini bilmez değiliz.” (2.Korintliler 2:11)

Düşmanımız şeytanın hilelerinden haberdar olmamız önemlidir. Aksi takdirde o bizim bilgisizliğimizden yararlanacaktır.

Onun bir yalancı olduğunu ve başlangıçtan beri yalan söylediğini bilmemiz gerekir. Aslında o yalanın babasıdır (Yuhanna 8:44); O, Havva’ya Tanrıyı yanlış tanıtarak yalan söyledi ve o günden bu güne kadar hala yalan söylemeye devam etmektedir.

O, aldatan ve saptırandır (Vahiy 20:10). Şeytan gerçeğin bir bölümünü yalan ile karıştırır. Tanrıya ait olan her şeyi ya taklit eder ya da sahtesini sunar. Bir ışık meleği görünümüne girer ve elçilerini doğruluk hizmetkarları olarak gönderir (2.Korintliler 11:14,15). İnsanları büyük belirtileri ya da sahte mucizeleri kullanarak aldatır (2.Selanikliler 2:9). İnsanların zihinlerini karıştırır (2.Korintliler 11:3).

Şeytan öldürmek ve mahvetmek için gelir (Yuhanna 8:44; 10:10). Onun hedefi ve tüm cinlerinin hedefi mahvetmek ve yok etmektir. Bu ifade için hiç bir istisna mevcut değildir. Kükreyen bir aslan gibi, yutacak birini bulmak üzere dolanır (1.Petrus 5:8). Tanrının halkına işkence eder (Vahiy 2:10) ve kendi esirlerini uyuşturucu, cincilik, alkol, ahlaksızlık ve benzeri kötülükler ile yok eder.

Şeytan kardeşlerin suçlayıcısıdır (Vahiy 12:10). “Şeytan” sözcüğü (Grekçe’de diabolos) suçlayıcı ya da lekeleyici anlamına gelir ve aynı adı gibi şeytan da böyledir. Kardeşleri suçlayanların hepsi şeytana hizmet etmektedirler.

Şeytan, hayal kırıklığı eker. Pavlus, Korintlileri tövbe eden düşmüş kardeşi bağışlamadıkları takdirde onu kedere boğmuş olacaklarını söyleyerek uyarır ve böyle bir kardeşi bağışlamaları ve teselli etmeleri için öğütte bulunur (2.Korintliler 2:7-11).

Şeytanın aynı Petrus aracılığı ile konuşarak, İsa’nın çarmıha gitmesini engellemek istemesi gibi (Markos 8:31-33), Hıristiyanları da kendilerini çarmıhı taşımanın utancından ve acısından esirgemeleri gibi konularda teşvik eder.

Kötü Olan’ın en sevdiği tuzak, bölmek ve fethetmektir. Şeytan “içinden bölünmüş bir evin ayakta kalmayacağını” bildiği için kutsalların arasına çekişme ve çatışma tohumları eker. Bunu söylemek üzücüdür, ne yazık ki şeytan bu stratejisinde çok başarılı olmuştur.

Tanrının görünümü olan Mesih’in yüceliği ile ilgili Müjdenin ışığı imansızların üzerine doğmasın ve kurtulmasınlar diye imansızların zihinlerini kör etmiştir (2.Korintliler 4:4). Onların zihinlerini eğlence, sahte din, sürüncemede bırakma ve gurur ile kör eder. Onları gerçeklerden çok duygular ile ilgilenmeleri için meşgul eder ve Mesih’ten çok kendileri ile meşgul olmaları için kandırır.

Son olarak şeytan gururlanma tehlikesinin çok büyük olduğu bir zamanda, yani büyük ruhsal zaferler ya da zirvede yaşanan tecrübelerin hemen ardından saldırır. Zırhımızda zayıf bir nokta arar ve oklarını hemen doğrudan o zayıf noktaya atar.

Şeytana karşı yapılacak en başarılı savunma Rab ile kutsal bir karakterin koruyucu donanımı ile örtülmüş olan, bulutsuz bir paydaşlık içinde yaşamaktır.