“Ruh’un ürünü… sevinçtir.” (Galatyalılar 5:22)
İnsan, Rabbi buluncaya kadar gerçek sevinci asla bulamaz. Ve sonra Petrus’un
“söz ile anlatılmaz yüce bir sevinç”
olarak adlandırdığı sevinci yaşar. (1.Petrus 1:8)
Her şey yolunda gittiği zaman herkes sevinebilir, ama Ruh’un ürünü olan sevinç yersel koşulların bir sonucu olan sevinç değildir. Bu sevinç, Rab ile olan ilişkimizden ve O’nun bize vermiş olduğu değerli vaatlerinden kaynaklanır. Kilisenin sevincinin çalınabilmesi için önce Mesih’in, tahtından indirilmesi gerekir.
Hıristiyan sevinci acı ile bir arada var olur. Pavlus sevinci ve acıyı şu sözleri ile bir araya getirir:
“Her şeye sevinç ile katlanıp sabredebilmeniz için O’nun yüce gücüne dayanarak bütün kudret ile güçlenmenizi diliyoruz.” (Koloseliler 1:11)
Selanikli kutsallar da sözü
”büyük sıkıntılara karşın, Kutsal Ruh’un verdiği sevinç ile almışlardı” (1.Selanikliler 1:6).
Acı çeken kutsallar yüzlerce yıl boyunca Rabbin kendilerine geceleri nasıl şarkılar söylettiği konusunda tanıklık ettiler.
Sevinç üzüntü ile bir arada var olabilir. İmanlı, sevdiği kişinin mezarının başında durabilir, kaybı nedeni ile üzüntü gözyaşları dökebilir, ama yine de sevdiği kişinin artık Rabbin huzurunda bulunduğunu bildiği için sevinebilir.
Ama sevinç günah ile bir arada var olamaz. Bir Hıristiyan ne zaman günah işlese, şarkısını kaybeder. Bu günahı itiraf edene ve ondan vazgeçene kadar kurtuluş sevinci yenilenemez.
Rab İsa öğrencilerine şöyle dedi:
“Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! (Matta 5:11-12)
Ve öğrencileri böyle yaptılar. Öğrenciler, birkaç yıl sonra mahkemeden “sevinç içinde ayrıldıklarını” okuruz (Elçilerin İşleri 5:41).
Rabbin bilgisinde büyüdükçe sevincimiz artar. Önceleri, belki küçük kızgınlıklar sırasında, kronik hastalıklarda ve küçük hastalıklar sırasında bunlara rağmen sevinebiliriz, ama Tanrının Ruhu bizi koşullar en kötü halde iken, Tanrıyı görebileceğimiz hale getirmeyi ve O’nun yolunun mükemmel olduğu bilgisi ile sevineceğimiz bir noktaya getirmeyi arzu eder. Habakkuk ile birlikte şu sözleri söyleyebildiğimiz zaman, ruhsal olarak olgunlaşırız:
“Tomurcuklanmasa incir ağaçları, asmalar üzüm vermese, boşa gitse de zeytine verilen emek, tarlalar ürün vermese de, boşalsa da davar ağılları, sığır kalmasa da ağıllarda, ben yine Rab sayesinde sevineceğim, Kurtuluşumun Tanrısı sayesinde sevinçle coşacağım.” (Habakkuk 3:17,18)