27 Mart

“Yel dilediği yerde eser.”  (Yuhanna 3:8)

Tanrının Ruhu egemendir; dilediği şekilde hareket eder. Biz onu belirli bir şekle sokmaya gayret ederiz, ama bu konudaki girişimlerimiz her zaman hayal kırıklığı ile sonuçlanacaktır.

Kutsal Ruhun şekillerinin çoğu akıcıdır – rüzgar, ateş, yağ ve su. Bunları elimiz ile tutmaya çalışırız, ama onlar sanki bize, “Bizi elinizde tutmayın” der gibidirler.

Kutsal Ruh hiç bir zaman, ahlaki açıdan yanlış olan bir şey yapmayacaktır, ancak diğer alanlarda istisnai ve alışılmamış şekillerde hareket etme hakkını mahfuz tutar. Örneğin, Tanrının erkeğe baş olma görevini verdiği doğrudur, ama Kutsal Ruhun, arzu ettiği takdirde Tanrının halkına önderlik etmek üzere ortaya bir Debora çıkaramayacağını söyleyemeyiz.

Çökme günleri söz konusu olduğu zaman, Kutsal Ruh normalde yasaklanmış olan davranışlara izin verir. Bu nedenle, Davut ve adamlarına yalnızca kahinler için ayrılmış olan mayasız ekmekten yemeleri için izin verildi. Ve öğrenciler Şabat gününde buğday başakları kopardıkları zaman hatalı hareket etmiş olmadılar.

İnsanlar Elçilerin İşleri kitabında, müjdenin duyurulması ile ilgili kesin ve önceden bildirilen bir örneğin mevcut olduğunu söylerler. Ancak benim bu konuda görebildiğim tek örnek, Kutsal Ruhun egemen olmasıdır.

Elçiler ve diğerleri müjdeyi yayma konusunda bir metin kitabı izlemediler; Kutsal Ruhun yönlendirişinin ardından gittiler; bu yönlendirme genellikle insan sağduyusunun söyleyeceği şeyden oldukça farklı idi.

Örneğin, Kutsal Ruhun Filipus’u Yeruşalim’den Gazze’ye inen çöl yolunda yolculuk eden yalnız bir Etiyopyalı vezire tanıklık etmesi için Samiriyedeki başarılı bir uyanıştan ayrılmaya yönlendirdiğini görürüz.

Günümüzde Kutsal Ruha O’nun ne yapabileceği ya da ne yapamayacağı konusunda dikte etmeye karşı kendimizi korumamız gerekir. Kutsal ruhun asla günahlı bir şey yapmayacağını biliriz. Ama diğer alanlarda Kutsal Ruhtan sıra dışı şeyler yapması beklenebilir. Kutsal Ruh belirli bir yöntem dizisi ile sınırlı değildir. Bizim geleneksel yollarımız da O’nu hiç bir şekilde bağlamaz. Kutsal Ruh biçimciliği, törenciliği ve ölü işleri kendine özgü bir şekilde protesto ederek uyandıran gücü ile yeni akımlar yaratır. Bu yüzden Kutsal Ruhun bu egemen işleyişine kendimizi açık tutalım ki, O işlediği zaman, kenarda oturup eleştiri yapar halde yakalanmayalım.